Sunday 14 December 2014

“Dull Gret (Mad Meg) / Pieter Bruegel”

 

  
 
 
“İroni hafiflemeyen, delilik noktasına kadar varan bir baş dönmesidir. Aklıbaşındalık yalnızca ikiyüzlülük ve duygularını gizleme uzlaşımları içerisinde hareket etmek istediğimiz için var olabilmektedir, tıpkı toplumsal dilin insanlar arasındaki gerçek ilişkilerin içsel şiddetini gizlemesi gibi. Bu maskenin bir maske olduğu bir kez gösterildiğinde, alttaki sahici varlık zorunlu olarak deliliğin kıyısındaymış gibi görünür. ‘Gülmek genelde delilere özgüdür,’ diye yazar Baudelaire ve ‘delilik’ sözcüğü tüm bu süreçte ‘mutlak komiklik’ ile bağlantılı olarak kalır. ‘Malum şey, hastanelerdeki bütün deliler ölçüye vurulamayacak derecede üstün olduklarını düşünürler. Alçakgönüllülük delisi insan tanımadım pek. Dikkat edin, zaten gülmek deliliğin en sık ve en bol karşılaşılan ifadesidir… (Gülmek) yaşamın belli başlı koşullarının dairesinden çıkınca… asla uyku tutmaz olur, burnunun dikine giden ve ilahi bir emri uygulayan bir hastalık gibi.’ Ve en açık şekliyle, karikatür üzerine denemesinde Brueghel’le ilişkili olarak şunları yazar:
‘Komik olan Brueghel’in iblisli şenlikli mahşer yerini açıklayabilecek tek şey özel ve şeytani bir tür zerafettir. Canınız isterse ‘özel zerafet’ demeyin de ‘delilik’ deyin, ‘sanrı’ deyin, fark etmez. Oradaki gizem nerdeyse aynı ölçüde karanlık kalacaktır.’” “Körlük ve İçgörü / Paul de Man” s.246 ‘İroni / Zamansallık Retoriği’
 “Birincisi, kaderin acıya mahkûm ettiği insanların sanki doğal alanı, aynı zamanda da yegâne silahı gibidir pathos. İnsanların zavallılığını ancak okurunda yoğun duygular uyandırabilirse, onları canevinden vurabilirse anlatabilecektir yazar. İkincisiyse bir tehlikeye işaret ediyor. Acıyı bir kez inandırıcı bulmadığında, oradaki en ufak abartıyı sezdiğinde, öyküyü dinlerken gözyaşı dökse de aslında etkilenmeyecek, hatta alttan alta gülüp geçecektir okur.” “Mağdurun Dili / Nurdan Gürbilek” s.60
 “Doğa bir döngüydü; bütün parçaya, parçaysa yeniden bütüne dönüyordu. Bütün, parçanın uçucu temizliğiyle karşılaştırıldığında karanlık ve kasvetliydi” “Meleğin Çürüyüşü / Yukio Mişima” s.85
 keza;
 
“Gülen bir delinin gözlerine bakmak kadar da insanın ruhunu alt-üst eden bir şey yoktur: Delilerin gülümseyişi, her ne pahasına olursa olsun, kendimizde de bulunduğunu kabul etmek istemediğimiz şeyi onların bildiklerini ille bize göstermek ister gibidir.” “Bir Hayat Yolcusu / Frans Eemil Sillanpää” s.9
“İyi ki ahmaklık, hâlâ göndergenin tapınağı ve hiçbir gücün yıkamayacağı bir anlam sığınağı. Ne yazık ki, bu asli ahmaklığın kendisi bile fosilleşmiş bir canavardan başka bir şey değil. Anlamlara inananlar anlamlar tarafından yok edilecekler ya da görüntülerin ironisine gömülecekler.” “Siyah ‘An’lar / Jean Baudrillard” s.16
 
rivayet şöyledir ki;
 
“Büyük şiir ironiktir.”
 
“Yaşama Uğraşı / Cesare Pavese” s.401
 Kaynakça:
“Paul de Man, Körlük ve İçgörü; Çağdaş Eleştirinin Retoriği Üzerine Denemeler, çev. Cem Soydemir, Ferit Burak Aydar, Metis Yayınları, 2008″
 “Nurdan Gürbilek, Mağdurun Dili, Metis Yayınları, 2008”
 “Yukio Mişima, Meleğin Çürüyüşü, çev. Püren Özgören, Can Yayınları, 1994”
 “Frans Eemil Sillanpää, Bir Hayat Yolcusu, çev. Vahdet Gültekin, Bilge Yayıncılık”
 “Jean Baudrillard, Siyah ‘An’lar, çev. Ayşegül Sönmezay, Ayrıntı Yayınları, 1999”
 “Cesare Pavese, Yaşama Uğraşı, çev. Cevat Çapan, Can Yayınları, 2009”
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 

No comments:

Post a Comment