Monday 5 January 2015

Bayık: "IŞİD'le ilişkiler sanılandan çok daha derin"

Alman Die Zeit gazetesine konuşan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık, AKP'nin ideolojik olarak yakın olması ve Kürtleri hedef alması nedeniyle IŞİD'i desteklediğini şu sözlerle ifade etti: "AKP IŞİD'in kendisi. AKP IŞİD'i destekleyip güçlenmesini sağladı ve insanlığın üzerine saldı." Bayık IŞİD'le ilişkilerin sanılandan çok daha derin olduğunu da sözlerine ekledi.

05-01-2015

Alman Die Zeit Gazetesi, internet sitesinde KCK yöneticisi Cemil Bayık ile Kandil'de yapılan bir röportaj yayımladı. Onur Burçak Belli ve Özlem Topçu imzasıyla yayımlanan röportaj şöyle:

PKK Ortadoğu'da hep kaybedenler arasında yer aldı. Ta ki, Kobane'nin IŞİD'e karşı savunulmasına kadar. Birden iyi görünmek nasıl bir şey?
Aslında bizi yanlış tanıdılar. Belki bizim de hatalarımız oldu. Ancak hata yapan sadece biz değildik. Avrupa ve ABD, bizi Türk devleti ve istihbaratının gözüyle, onların aktardığı gibi tanıdı. Kobane'deki tutumumuz gözlerin açılmasını sağladı. Türkiye ve başkalarının bizim hakkımızda anlattıklarının gerçeği yansıtmadığı görülecek.

Sizin hatanız neydi?
Doksanlı yılların ortalarına kadar yaptığımız kimi eylemler, Avrupalıların sınırlarını zorladı.

Almanya'da hala kendini yakan insanlar ve otoyol işgalleri hatırlanıyor.
Bu dönemde Türkiye'nin güneydoğusunda çok agresif bir savaş yürütülüyordu. Anayasayı da hiçe sayan, Kürtlere karşı çok sert bir mücadele vardı. Almanya bu yıllarda Türkiye'ye silah yardımı yapıyor, bu silahlar da Kürtlere karşı kullanılıyordu.

Birçok insan bu ve benzeri sebeplerden ötürü PKK'den korkuyor. Ama bir yandan da Almanya ve Avrupa ülkelerinde PKK yasağının kaldırılması tartışılıyor. Takip ediyor musunuz?
Bu gelişmelere seviniyoruz. Yasak, kaldırılması gereken kara bir lekedir. Yasağın ne Almanya'ya ne halkına, ne Avrupa ülkeleri ve onların vatandaşlarına bir faydası var. Tabi ki, Almanya'da yasağın kaldırılmasına yönelik mücadele eden belirli çevreleri takip ediyoruz. Bu insanları buraya (Kandil'e) davet ettik. Birbirimizi tanıyarak, geçmişi daha iyi anlayabiliriz. Hatalarımızı açıklıkla konuşabiliriz. Eleştiriye ve özeleştiriye açığız. PKK yasağının kaldırılması için yasal olarak yapılabilecekleri biz de araştırıyoruz.

Geçmişte yaptığınız, ama bugün pişman olduğunuz bir olaya örnek verebilir misiniz?
Örneğin, Türkiye'de köy korucularına karşı takındığımız tavır.

Türk devleti tarafından para verilip, silahlandırılan ve PKK'ye karşı savaştırılan Kürtler mi?
Bir kongremizde bu kişilerin isimlerini açıklama kararı almıştık. Ancak bugün, bir zamanlar bize karşı düşman gibi olan köy korucularının çoğuyla şimdi irtibat halindeyiz. Şimdi bizi destekliyorlar. Hatalarımızdan ders çıkardık.

Kürtlerin Ortadoğu'daki durumdan faydalanarak, Rojava'daki gibi özerk bir yapının kurulması mücadelesi verdiği belirtiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Tabi ki ortaya çıkan fırsatlar var ve bunlar kullanılıyor. Ancak bir hareket, sadece ortaya çıkan fırsatları kullanarak gelişemez. PKK böyle görülmemeli. Bizim temel prensiplerimiz; özgüven aşılamak, mücadele ederek bir şeyler elde etmek ve çözüm için bu gücü kullanmak. Bu Kobane'de böyle oldu. Sadece ABD değil, herkes IŞİD Kobane'ye saldırdığında sustu. Herkes Kobane'nin hemen düşeceğini öngördü ve politikasını ona göre yaptı. Kobane halkı ve Suruç halkının birlik olup mücadele vermesi üzerine ABD harekete geçti. Herkes bu direnişin bir parçası olmak istedi. Bu direnişin bir parçası olmamak demek, IŞİD tarafında olmak demektir. Bunu ne ABD, ne de AB ülkeleri kabullenemezdi.

PKK'nin Kobane'de birlikleri var mı?
Tabi, bu bizim görevimiz. Biz sadece Kobaniye değil, Güney Kürdistan, Şengal, Mahmur ve Kerkük'e de birlikler gönderdik. Gerillalarımız, Ezidilerin kutsal yerlerini IŞİD'e karşı korudu. IŞİD saldırıları sırasında Ezidileri Dohuk bölgesine gönderdik. Dohuk bölgesinde hala birliklerimiz var.

Kobane'deki son durum ne. Militanlarınızdan ne tür bilgiler alıyorsunuz?
Kobane zor günleri geride bıraktı. Şehrin sadece küçük bir bölümü şu anda IŞİD kontrolünde. Her gün yenir yeri geri alıyoruz. Birliklerimizin bir kısmı IŞİD'in ikmal yollarını kesmek üzere kentten ayrıldı. Türkiye ve bazı güçler, belki Kobane'deki savaşın uzun sürmesini istiyorlar. Ancak biz, bu savaşı bir an önce bitirmekte kararlıyız.

Türkiye neden böyle bir şeyi istesin?
Türkiye demek IŞİD demek, AKP IŞİD'in kendisi. AKP IŞİD'i destekleyip güçlenmesini sağladı ve insanlığın üzerine saldı. Belki başkaları da onlara destek oldu, ancak doğrudan destek AKP'den geldi.

Bu kesin kanıt olmadığı halde hep iddia edildi.
AKP'nin IŞİD'e neden destek olduğunun nedenleri var. Birincisi, ideolojik olarak birbirlerine yakın olması. İkincisi, her ikisi de Kürtleri hedef alıyor. Bu arada Kürtler, IŞİD'e karşı savaşabilecek tek unsurdur ve bunlar arasında da PKK en etkili olanıdır. Bu açıkça görüldü. Türkiye Kürt problemini çözmek istemiyor. Türkiye, bir sorun olduğunu görmek istemiyor. Kürt halkının doğal hakları olduğunu kabul etmek istemiyor. Türkiye yıllardan beri ne diyor: "PKK bir terör örgütüdür, terör yapıyor ve biz Türkiye'yi teröre karşı koruyoruz." Gerçek bu. Türkiye Kürt sorununu çözmek istemediği için Rojova'da da özerlik istemiyor.

Niçin? Erdoğan hükümeti sizlerle ciddi görüşmeler yapan ilk muhataptı.
Kürtler, Kuzey Irak'ta özerk bir yapıya sahip. Şayet Kürtler, Rojava'da da bu özerkliği pekiştirirse, Türkiye kendi içerisinde de Kürtlere özerklik vermek zorunda kalacak. Bunu istemiyor. O zaman Rojova'nın dağılması lazım. Türkiye, dağılan Suriye'nin yeniden şekillenmesinde Kürtlerin rol oynamasını istemiyor. Türkiye Ortadoğu'da Sünni eksenli bir hegemonya kurmak istiyor, bunu IŞİD'i destekleyerek yapmanın peşinde. Türkiye neden IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonda yer almadı sanıyorsunuz? Türkiye koalisyona katılsaydı, IŞİD Türkiye ile olan ilişkileri açıklardı. Bu ilişkiler birçoğunuzun sandığından çok daha derin. Gerçek halife Ebu Bekir El Bağdadi değil, Tayyip Erdoğan 'dır.

Bu çok ağır bir iddia...
IŞİD ve Özgür Suriye Ordusu içerisinde Türk özel kuvvetlerinden unsurlar var. Bunlar hiç bir yerde kaydı olmayan, gayri resmi birlikler. Onlar bize karşı savaşıyor. Türkiye, resmi güçleri ile artık bize karşı savaşamaz, ancak bu tür unsurlarla yapabilir.

Fakat bunları nerden biliyorsunuz?
Şayet bilmeseydim söylemezdim.

Bunlar çok ağır suçlamalar. Bize kanıtlarını sunmalısınız.
Tabi bunlar çok ağır suçlamalar. Fakat biz gerçekleri söylüyoruz. Propaganda yapmaya ihtiyacımız yok. AKP'nin hedefinde bizimle birlikte bir çözüm bulmak yok. Bizim sorunumuzun nasıl çözüleceğine dair bir fikirleri de yok.

Barış görüşmeleri yürüttüğünüz bir ülke hakkında böyle mi konuşuyorsunuz?
Bu süreç, tek taraflı bir süreç. Bu yolu seçtiğimiz için pişmanlık duymuyoruz. Bir sonuca ulaşması için, liderimiz Abdullah Öcalan bir yol haritası hazırladı. Hükümetten bu öneri konusunda ne düşündüğünü sorduk. Hükümet şayet bunu kabul etmez ise, biz bunu savaş ilanı olarak kabul ederiz. Hükümetin bunu kabul etmemesini kabul etmeyiz.

Kürtlere karşı savaş hazırlığı olarak- gerçekten mi?
Evet. Fakat şimdi bize karşı savaşı göze alamazlar, çünkü önümüzde parlamento seçimleri var. AKP hükümeti, önce anayasayı değiştirecek ve başkanlık sistemini getirecek bir zafer kazanıp, ardından bizimle savaşa gidecektir. Biz bu nedenle, herşeyin seçimlerden önce ortaya konulmasını istiyoruz. Bizimle pazarlık yapılıp yapılmayacağının açıklanmasını istiyoruz. Türkiye'nin bizimle oturup sorunumuzu çözmesi için, dünyada hiçbir hareketin yapmadığı bir şeyi yaptık: 1993'ten bu tarafa tek taraflı olarak 9 kez ateşkes ilan ettik. Tek taraflı olarak esirleri de bıraktık. Mart 2013'ten itibaren birliklerimizi Türkiye'den güneye kaydırdık. Biz savaşı bitirdik. Normalde bu tür adımları savaşan taraflar bir üçüncü ve dikte eden bir irade neticesinde atar.

Türkiye ile PKK arasındaki barış görüşmelerinde bir arabulucu olmalı mı?
Biz bunu açıkça tartıştık. Üçüncü bir taraf olmadan dünyada hiç bir problem çözülemez. Türkiye en çok ABD'ye güveniyor. ABD bu arabulucu olabilir.

Siz de bunu kabul ederdiniz öylemi?- kapitalist sistem ABD'yi. Bu sizin Marksist- Leninist çizginizle ters düşmüyor mu?
ABD bir misal olabilir. Biz Türklerle aramızdaki sorunun çözümünü istiyoruz. Amerikalılar bugün bizim Kobane'deki müttefikimiz. Onlar da bizim gibi IŞİD'e karşı savaşıyor.

ABD ile irtibat halinde misiniz? ABD size mesaj yolladı mı?
ABD, Ortadoğu'da Kürtler olmadan bir politika geliştiremez.

ABD, Kürtler olmadan olmayacağını anladı mı? Şu ana kadar buna ihtiyaç duymadı.
Kürtler bugün Ortadoğu'nun dinamik gücü. Kararlılıkla savaşıyorlar ve oldukça organizeler. Amerikalılar bögede politika yapmak istiyorlarsa, bunu göz ardı edemezler. ABD IŞİD'e karşı bir koalisyon oluşturdu. Bu koalisyon yalnızca Kürtlerin desteğiyle başarılı olabilir. ABD Kürtlerle ilişkiye geçmeseydi böyle bir koalisyon başarılı olabilir miydi? Amerika Kürtlerin desteği olmadan Türkiye'nin IŞİD'e desteğini nasıl sona erdirebilir. Bu imkansız. ABD Kürtler olmadan Ortadoğu'daki hedeflerine nasıl ulaşacak? Kürtler olmadan bu mümkün değil. Avrupa bizler olmadan Rus gazına bağımlı olmaktan nasıl kurtulacak? Petrol ve doğalgazın Akdeniz’e ulaşması Rojava'dan geçiyor. Bu yol garanti altına alınırsa, Avrupa rahat bir nefes alabilir.

Siz Avrupa'ya enerji konusunda yardım mı etmek istiyorsunuz?
Evet, tabi ki... Ortadoğu'ya rönesansı Kürtler getirecek.

Türk hükümetinin sizin herhangi bir talebinizi yerine getireceğine inanıyor musunuz?
400 yılda sürse, biz bu savaşı devam ettireceğiz. Kimse bizi bu mücadeleden alıkoyamaz, kimse bizi dağlardan indiremez.

Genç nesil, Türkiye'ye karşı düşmanlığı nasıl görüyor?
Kürt gençliği çok öfkeli.

Sizlerden de mi daha öfkeli?
Bizlerden daha öfkeli. Bizim zamanımızda bazı şeyler daha farklıydı. Bizler Türk üniversitelerinde okuduk ve orada sol ideolojiyle tanıştık. Sol hareketin içinde Kürt olmanın ne demek olduğunu öğrendik. Şimdiki nesil tam anlamıyla baskı altında. Köyleri yakıldı, yerlerinden uzaklaştırıldı. Gittikleri yerlerde de kapılar yüzlerine kapatıldı. Devlet politikası böyleydi. Türk devletinin yaptığını, Saddam Hüseyin bile Kürtlere yapmadı. Saddam belki köylerini yıktı ama onları yaşayabileceği başka yerlere gönderdi. Benim kuşağım barış için son şans. Gençleri kontrol etmekte zorlanıyoruz.

Türklerle Kürtler arasında barış olabileceğinden umutlu musunuz?
Umut apayrı bir şey. Mücadeleye başladığımızda, ne yeterince bilgimiz ne de tecrübemiz vardı. İmkanlarımız da yoktu. Bir avuç insandık ve umuttan başka bir şeyimiz yoktu. Umut insana yaşama mücadelesi verir, direncini arttırır. Ancak bugün konumumuz çok farklı. Şu anda umut etmemizi gerektirecek bir durum yok.

Türkiye'yi özlüyor musunuz? Sonuçta siz orada doğdunuz ve büyüdünüz.
Şu anda orada özlenecek bir durum yok. Ancak, kesin barış olursa, ben de Türkiye'ye dönerim. Türkiye güzel. O zaman burada ne yapayım.

Politika yapmaya devam eder miydiniz?
Başka ne yapayım. PKK'den emekli olunmuyor.

(DHA)

No comments:

Post a Comment