Alman
Die Zeit gazetesine konuşan KCK Yürütme Konseyi Başkanı Cemil Bayık, AKP'nin
ideolojik olarak yakın olması ve Kürtleri hedef alması nedeniyle IŞİD'i
desteklediğini şu sözlerle ifade etti: "AKP IŞİD'in kendisi. AKP IŞİD'i
destekleyip güçlenmesini sağladı ve insanlığın üzerine saldı." Bayık
IŞİD'le ilişkilerin sanılandan çok daha derin olduğunu da sözlerine ekledi.
05-01-2015
Alman
Die Zeit Gazetesi, internet sitesinde KCK yöneticisi Cemil Bayık ile Kandil'de
yapılan bir röportaj yayımladı. Onur Burçak Belli ve Özlem Topçu imzasıyla yayımlanan
röportaj şöyle:
PKK
Ortadoğu'da hep kaybedenler arasında yer aldı. Ta ki, Kobane'nin IŞİD'e karşı
savunulmasına kadar. Birden iyi görünmek nasıl bir şey?
Aslında
bizi yanlış tanıdılar. Belki bizim de hatalarımız oldu. Ancak hata yapan sadece
biz değildik. Avrupa ve ABD, bizi Türk devleti ve istihbaratının gözüyle,
onların aktardığı gibi tanıdı. Kobane'deki tutumumuz gözlerin açılmasını
sağladı. Türkiye ve başkalarının bizim hakkımızda anlattıklarının gerçeği
yansıtmadığı görülecek.
Sizin
hatanız neydi?
Doksanlı
yılların ortalarına kadar yaptığımız kimi eylemler, Avrupalıların sınırlarını
zorladı.
Almanya'da
hala kendini yakan insanlar ve otoyol işgalleri hatırlanıyor.
Bu
dönemde Türkiye'nin güneydoğusunda çok agresif bir savaş yürütülüyordu. Anayasayı
da hiçe sayan, Kürtlere karşı çok sert bir mücadele vardı. Almanya bu yıllarda
Türkiye'ye silah yardımı yapıyor, bu silahlar da Kürtlere karşı kullanılıyordu.
Birçok
insan bu ve benzeri sebeplerden ötürü PKK'den korkuyor. Ama bir yandan da
Almanya ve Avrupa ülkelerinde PKK yasağının kaldırılması tartışılıyor. Takip
ediyor musunuz?
Bu
gelişmelere seviniyoruz. Yasak, kaldırılması gereken kara bir lekedir. Yasağın
ne Almanya'ya ne halkına, ne Avrupa ülkeleri ve onların vatandaşlarına bir
faydası var. Tabi ki, Almanya'da yasağın kaldırılmasına yönelik mücadele eden
belirli çevreleri takip ediyoruz. Bu insanları buraya (Kandil'e) davet ettik.
Birbirimizi tanıyarak, geçmişi daha iyi anlayabiliriz. Hatalarımızı açıklıkla
konuşabiliriz. Eleştiriye ve özeleştiriye açığız. PKK yasağının kaldırılması
için yasal olarak yapılabilecekleri biz de araştırıyoruz.
Geçmişte
yaptığınız, ama bugün pişman olduğunuz bir olaya örnek verebilir misiniz?
Örneğin,
Türkiye'de köy korucularına karşı takındığımız tavır.
Türk
devleti tarafından para verilip, silahlandırılan ve PKK'ye karşı savaştırılan
Kürtler mi?
Bir
kongremizde bu kişilerin isimlerini açıklama kararı almıştık. Ancak bugün, bir
zamanlar bize karşı düşman gibi olan köy korucularının çoğuyla şimdi irtibat
halindeyiz. Şimdi bizi destekliyorlar. Hatalarımızdan ders çıkardık.
Kürtlerin
Ortadoğu'daki durumdan faydalanarak, Rojava'daki gibi özerk bir yapının
kurulması mücadelesi verdiği belirtiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Tabi
ki ortaya çıkan fırsatlar var ve bunlar kullanılıyor. Ancak bir hareket, sadece
ortaya çıkan fırsatları kullanarak gelişemez. PKK böyle görülmemeli. Bizim
temel prensiplerimiz; özgüven aşılamak, mücadele ederek bir şeyler elde etmek
ve çözüm için bu gücü kullanmak. Bu Kobane'de böyle oldu. Sadece ABD değil,
herkes IŞİD Kobane'ye saldırdığında sustu. Herkes Kobane'nin hemen düşeceğini
öngördü ve politikasını ona göre yaptı. Kobane halkı ve Suruç halkının birlik
olup mücadele vermesi üzerine ABD harekete geçti. Herkes bu direnişin bir
parçası olmak istedi. Bu direnişin bir parçası olmamak demek, IŞİD tarafında
olmak demektir. Bunu ne ABD, ne de AB ülkeleri kabullenemezdi.
PKK'nin
Kobane'de birlikleri var mı?
Tabi,
bu bizim görevimiz. Biz sadece Kobaniye değil, Güney Kürdistan, Şengal, Mahmur
ve Kerkük'e de birlikler gönderdik. Gerillalarımız, Ezidilerin kutsal yerlerini
IŞİD'e karşı korudu. IŞİD saldırıları sırasında Ezidileri Dohuk bölgesine
gönderdik. Dohuk bölgesinde hala birliklerimiz var.
Kobane'deki
son durum ne. Militanlarınızdan ne tür bilgiler alıyorsunuz?
Kobane
zor günleri geride bıraktı. Şehrin sadece küçük bir bölümü şu anda IŞİD
kontrolünde. Her gün yenir yeri geri alıyoruz. Birliklerimizin bir kısmı
IŞİD'in ikmal yollarını kesmek üzere kentten ayrıldı. Türkiye ve bazı güçler,
belki Kobane'deki savaşın uzun sürmesini istiyorlar. Ancak biz, bu savaşı bir
an önce bitirmekte kararlıyız.
Türkiye
neden böyle bir şeyi istesin?
Türkiye
demek IŞİD demek, AKP IŞİD'in kendisi. AKP IŞİD'i destekleyip güçlenmesini
sağladı ve insanlığın üzerine saldı. Belki başkaları da onlara destek oldu,
ancak doğrudan destek AKP'den geldi.
Bu
kesin kanıt olmadığı halde hep iddia edildi.
AKP'nin
IŞİD'e neden destek olduğunun nedenleri var. Birincisi, ideolojik olarak
birbirlerine yakın olması. İkincisi, her ikisi de Kürtleri hedef alıyor. Bu
arada Kürtler, IŞİD'e karşı savaşabilecek tek unsurdur ve bunlar arasında da
PKK en etkili olanıdır. Bu açıkça görüldü. Türkiye Kürt problemini çözmek
istemiyor. Türkiye, bir sorun olduğunu görmek istemiyor. Kürt halkının doğal
hakları olduğunu kabul etmek istemiyor. Türkiye yıllardan beri ne diyor:
"PKK bir terör örgütüdür, terör yapıyor ve biz Türkiye'yi teröre karşı
koruyoruz." Gerçek bu. Türkiye Kürt sorununu çözmek istemediği için
Rojova'da da özerlik istemiyor.
Niçin?
Erdoğan hükümeti sizlerle ciddi görüşmeler yapan ilk muhataptı.
Kürtler,
Kuzey Irak'ta özerk bir yapıya sahip. Şayet Kürtler, Rojava'da da bu özerkliği
pekiştirirse, Türkiye kendi içerisinde de Kürtlere özerklik vermek zorunda
kalacak. Bunu istemiyor. O zaman Rojova'nın dağılması lazım. Türkiye, dağılan
Suriye'nin yeniden şekillenmesinde Kürtlerin rol oynamasını istemiyor. Türkiye
Ortadoğu'da Sünni eksenli bir hegemonya kurmak istiyor, bunu IŞİD'i
destekleyerek yapmanın peşinde. Türkiye neden IŞİD'e karşı oluşturulan
koalisyonda yer almadı sanıyorsunuz? Türkiye koalisyona katılsaydı, IŞİD
Türkiye ile olan ilişkileri açıklardı. Bu ilişkiler birçoğunuzun sandığından
çok daha derin. Gerçek halife Ebu Bekir El Bağdadi değil, Tayyip Erdoğan 'dır.
Bu
çok ağır bir iddia...
IŞİD
ve Özgür Suriye Ordusu içerisinde Türk özel kuvvetlerinden unsurlar var. Bunlar
hiç bir yerde kaydı olmayan, gayri resmi birlikler. Onlar bize karşı savaşıyor.
Türkiye, resmi güçleri ile artık bize karşı savaşamaz, ancak bu tür unsurlarla
yapabilir.
Fakat
bunları nerden biliyorsunuz?
Şayet
bilmeseydim söylemezdim.
Bunlar
çok ağır suçlamalar. Bize kanıtlarını sunmalısınız.
Tabi
bunlar çok ağır suçlamalar. Fakat biz gerçekleri söylüyoruz. Propaganda yapmaya
ihtiyacımız yok. AKP'nin hedefinde bizimle birlikte bir çözüm bulmak yok. Bizim
sorunumuzun nasıl çözüleceğine dair bir fikirleri de yok.
Barış
görüşmeleri yürüttüğünüz bir ülke hakkında böyle mi konuşuyorsunuz?
Bu
süreç, tek taraflı bir süreç. Bu yolu seçtiğimiz için pişmanlık duymuyoruz. Bir
sonuca ulaşması için, liderimiz Abdullah Öcalan bir yol haritası hazırladı.
Hükümetten bu öneri konusunda ne düşündüğünü sorduk. Hükümet şayet bunu kabul
etmez ise, biz bunu savaş ilanı olarak kabul ederiz. Hükümetin bunu kabul
etmemesini kabul etmeyiz.
Kürtlere
karşı savaş hazırlığı olarak- gerçekten mi?
Evet.
Fakat şimdi bize karşı savaşı göze alamazlar, çünkü önümüzde parlamento
seçimleri var. AKP hükümeti, önce anayasayı değiştirecek ve başkanlık sistemini
getirecek bir zafer kazanıp, ardından bizimle savaşa gidecektir. Biz bu
nedenle, herşeyin seçimlerden önce ortaya konulmasını istiyoruz. Bizimle
pazarlık yapılıp yapılmayacağının açıklanmasını istiyoruz. Türkiye'nin bizimle
oturup sorunumuzu çözmesi için, dünyada hiçbir hareketin yapmadığı bir şeyi
yaptık: 1993'ten bu tarafa tek taraflı olarak 9 kez ateşkes ilan ettik. Tek
taraflı olarak esirleri de bıraktık. Mart 2013'ten itibaren birliklerimizi
Türkiye'den güneye kaydırdık. Biz savaşı bitirdik. Normalde bu tür adımları
savaşan taraflar bir üçüncü ve dikte eden bir irade neticesinde atar.
Türkiye
ile PKK arasındaki barış görüşmelerinde bir arabulucu olmalı mı?
Biz
bunu açıkça tartıştık. Üçüncü bir taraf olmadan dünyada hiç bir problem
çözülemez. Türkiye en çok ABD'ye güveniyor. ABD bu arabulucu olabilir.
Siz
de bunu kabul ederdiniz öylemi?- kapitalist sistem ABD'yi. Bu sizin Marksist-
Leninist çizginizle ters düşmüyor mu?
ABD
bir misal olabilir. Biz Türklerle aramızdaki sorunun çözümünü istiyoruz.
Amerikalılar bugün bizim Kobane'deki müttefikimiz. Onlar da bizim gibi IŞİD'e
karşı savaşıyor.
ABD
ile irtibat halinde misiniz? ABD size mesaj yolladı mı?
ABD,
Ortadoğu'da Kürtler olmadan bir politika geliştiremez.
ABD,
Kürtler olmadan olmayacağını anladı mı? Şu ana kadar buna ihtiyaç duymadı.
Kürtler
bugün Ortadoğu'nun dinamik gücü. Kararlılıkla savaşıyorlar ve oldukça
organizeler. Amerikalılar bögede politika yapmak istiyorlarsa, bunu göz ardı
edemezler. ABD IŞİD'e karşı bir koalisyon oluşturdu. Bu koalisyon yalnızca
Kürtlerin desteğiyle başarılı olabilir. ABD Kürtlerle ilişkiye geçmeseydi böyle
bir koalisyon başarılı olabilir miydi? Amerika Kürtlerin desteği olmadan
Türkiye'nin IŞİD'e desteğini nasıl sona erdirebilir. Bu imkansız. ABD Kürtler
olmadan Ortadoğu'daki hedeflerine nasıl ulaşacak? Kürtler olmadan bu mümkün
değil. Avrupa bizler olmadan Rus gazına bağımlı olmaktan nasıl kurtulacak?
Petrol ve doğalgazın Akdeniz’e ulaşması Rojava'dan geçiyor. Bu yol garanti
altına alınırsa, Avrupa rahat bir nefes alabilir.
Siz
Avrupa'ya enerji konusunda yardım mı etmek istiyorsunuz?
Evet,
tabi ki... Ortadoğu'ya rönesansı Kürtler getirecek.
Türk
hükümetinin sizin herhangi bir talebinizi yerine getireceğine inanıyor musunuz?
400
yılda sürse, biz bu savaşı devam ettireceğiz. Kimse bizi bu mücadeleden
alıkoyamaz, kimse bizi dağlardan indiremez.
Genç
nesil, Türkiye'ye karşı düşmanlığı nasıl görüyor?
Kürt
gençliği çok öfkeli.
Sizlerden
de mi daha öfkeli?
Bizlerden
daha öfkeli. Bizim zamanımızda bazı şeyler daha farklıydı. Bizler Türk
üniversitelerinde okuduk ve orada sol ideolojiyle tanıştık. Sol hareketin
içinde Kürt olmanın ne demek olduğunu öğrendik. Şimdiki nesil tam anlamıyla baskı
altında. Köyleri yakıldı, yerlerinden uzaklaştırıldı. Gittikleri yerlerde de
kapılar yüzlerine kapatıldı. Devlet politikası böyleydi. Türk devletinin
yaptığını, Saddam Hüseyin bile Kürtlere yapmadı. Saddam belki köylerini yıktı
ama onları yaşayabileceği başka yerlere gönderdi. Benim kuşağım barış için son
şans. Gençleri kontrol etmekte zorlanıyoruz.
Türklerle
Kürtler arasında barış olabileceğinden umutlu musunuz?
Umut
apayrı bir şey. Mücadeleye başladığımızda, ne yeterince bilgimiz ne de
tecrübemiz vardı. İmkanlarımız da yoktu. Bir avuç insandık ve umuttan başka bir
şeyimiz yoktu. Umut insana yaşama mücadelesi verir, direncini arttırır. Ancak
bugün konumumuz çok farklı. Şu anda umut etmemizi gerektirecek bir durum yok.
Türkiye'yi
özlüyor musunuz? Sonuçta siz orada doğdunuz ve büyüdünüz.
Şu
anda orada özlenecek bir durum yok. Ancak, kesin barış olursa, ben de
Türkiye'ye dönerim. Türkiye güzel. O zaman burada ne yapayım.
Politika
yapmaya devam eder miydiniz?
Başka
ne yapayım. PKK'den emekli olunmuyor.
(DHA)
No comments:
Post a Comment