Wilhelm
Genazino’nun Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk ve O Gün İçin Bir Şemsiye
romanlarındaki kahramanları, Avrupa’nın ya da yenidünya düzeninin yarattığı
krizin bunalımını yaşayan insanlar.
Çağdaş Alman
edebiyatının önemli isimlerinden Wilhelm Genazino, yakın zamana kadar Türkçeye
çevrilmemişti. Geçtiğimiz günlerde art arda yayımlanan Mutsuzluk Zamanlarında
Mutluluk ve O Gün İçin Bir Şemsiye romanları sayesinde yazarla ve onun kurmaca
dünyasıyla tanışma fırsatı bulduk. Birbiriyle tematik açıdan bağlantılı olan bu
iki romanında da, çok şey vaat ederek başlayan ve sonra aniden fos çıkan bir
gençlik yaşamış, şimdilerde hayata bir kıyısından tutunmaya çalışan, orta yaş
gurubundan ve orta sınıftan insanların bunalımını anlatıyor Genazino.
Genazino 1943 Mannheim doğumlu. Liseyi bitirdikten sonra önce serbest
muhabir, daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde editör olarak çalışmış, Alman
dili ve edebiyatı, sosyoloji ve felsefe öğrenimi görmüş. Edebiyat kariyerine 22
yaşındayken başlamış.
Aslında
kronolojinin önemi yok; yazarın üzerinde durduğu meselelere bakıldığında,
kahramanları farklı da olsa, bu iki romanı tek bir roman gibi ele almak mümkün.
O Gün İçin Bir Şemsiye’nin isimsiz anlatıcısı kırk altı yaşında, hayatını yeni
çıkan ayakkabıları test ederek kazanan bir adam. Mutsuzluk Zamanlarında
Mutluluk’un kırk bir yaşındaki kahramanı Gerhard Warlich ise büyük bir
çamaşırhanede organizasyon müdürü. Onları birleştiren nokta, aldıkları eğitimle
yaptıkları işler arasındaki büyük uçurum. On dört yıldır aynı işte çalışan
Gerhald felsefe öğrenimi yapmış ama eğitim düzeyine uygun bir işi ne
üniversitede ne de üniversite dışında bulabilmiş. O Gün İçin Bir Şemsiye’nin
anlatıcısı da sosyal bilimler dalında aldığı eğitime, gençliğinde çeşitli
dergilerde yazmasına, bir süre gazetecilik yapmasına rağmen çalıştığı ajans
uzun röportajları kaldırıp yerine tramvay röportajlarını koymayı tercih edince
işsiz kalmış. Yedi yıldır Frankfurt sokaklarında dolaşarak ayakkabı test ederek
sağlıyor geçimini.
Başlangıçtaki
hayallerin hayatın gerçekleri karşısında uçuverip gitmesi her iki roman
kahramanını da önce başarısızlık duygusuna, ardından hayatın kıyısına itmiş.
Her ikisi de sürekli hayat üzerine düşünen, gözlemleyen, gözlemlerinden
hikâyeler üreten, mutluluklarını bu hikâyeler üzerine kuran, hayatın geri
kalanı için planları olmayan insanlar. Öyle ki, O Gün İçin Bir Şemsiye’nin
anlatıcısı, dünyada kendi icazeti olmaksızın bulunduğu duygusuna kapılmıştır.
Birinin ona burada olmayı gerçekten isteyip istemediğimi sormasını bekler. Mutsuzluk
Zamanlarında Mutluluk’un kahramanı Gerhald ise bir filozof mu, yoksa bir estet
mi, sessiz sedasız bir iletişimci mi, yoksa kavramsal bir sanatçı mı
sorularının yanıtını aramaktadır. Asıl aradığı bu eylemlerden birinin, onu az
çok geçindirecek ve anlamlı bir hayatı yaşadığından nihayet emin olmasını
sağlayacak bir mesleğe dönüştürmeyi nasıl başarabileceğidir.
Boşlukta
sallanan bu roman kahramanlarının hayatını kuşkusuz içsel değil dışsal
dinamikler değiştirebilir. Birisi sevgilisi tarafından terk edilip ayakkabı
fabrikasından aldığı ücretin kısıtlanmasıyla, diğeri sevgilisinin çocuk sahibi
olmak isteği karşısında kendilerine göre radikal karar alma noktasına gelirler.
İyi-kötü tutturdukları dengeler bozulacak, sorgulama ve hesaplaşma
başlayacaktır….
Modern
bireyin bunalımı
Avrupa
edebiyatında, özellikle iki dünya savaşının, faşizmin yükselişinin ve
kapitalizmin buhranlarının etkisiyle modern bireyin bunalımını işleyen pek çok
roman yazıldı. Wilhelm Genazino’nun roman kahramanları Avrupa’nın ya da yenidünya
düzeninin yarattığı krizin bunalımını yaşayan insanlar. Ekonomik ve toplumsal
krizin gündelik yaşama yansımasını ve modern bireyde yarattığı hiçlik, sahnenin
dışına itilmişlik duygusunu sorguluyor. Kahramanların düş kırıklığı, aslında
kendi kuşağının, günümüz entelektüelinin düş kırıklığının yansıması; hayaller
ve idealler ile içine düşülen maddi hayat arasındaki uçurumdan, değerler
piramidinin baş aşağı olmasından. Sonuç; hayat karşısında kayıtsızlık, geri
çekilme, boş vermişlik, zihinden geçen şu türden söylenmeler; Eğitimim
açısından önemli olabilirim, konumum açısından olmayabilirim. Gerçekten önemli
olan insanlar, bireysel bilgilerini ve hayattaki pozisyonlarını birbiri içinde eritebilenler.
Benim gibi sadece eğitilmiş olup dışta duranlar, kimsenin nereye saklanmaları
gerektiğini söylemediği modern dilencilerden başka bir şey değiller.
Ama yine de
temkinli olmakta fayda var. Bu sert özeleştirilerin rahatlatıcı, hatta
sağaltıcı bir yanı olduğunu, kişiyi mutsuzluğuyla mutlu bir insan
dönüştürdüğünü aklımızda tutalım. Tıpkı anlatıcının itiraf ettiği gibi; kendime
yönelttiğim sövgülere kulak kesilmek bir ölçüde hoş bir şey. Zira onların
içinde gizlenen tatlı zehir, sövülen kişinin karşıtına dönüştürüyor beni aynı
zamanda. Beni tekrar temize çıkaran da yine aynı şekilde onların içinde
gizlenen abartı.
Bu insan
tipine yabancı değiliz. İkisi de eğitimli, entelektüel, ilişkilerinde sorunlu,
iktidarlarını yitirmiş -Türkçe yazılan romanlarda sıkça rastladığımız- arızalı
erkek tipleri. Ancak Genazino bu tipi yüceltmek değil, bu tipi çatışmalı iç
dünyalarıyla birlikte sergilemek niyetinde. Ne duygu dünyaları derin ne ruhları
hassas ve kırılgan. Büyümenin yükünü taşıyamayan, sorumluluk almaktan, tam da
bu nedenle kadınlarla gerçek bir ilişki yaşamaktan korkan erkekler… Kendi
durumlarının farkında olmalarına, içe ve dışa dönük gözlem ve tahlillerinin zenginliğine
rağmen hayata müdahil olmanın uzağındalar. Mücadele etme güç ve iradesinden de
yoksun bir halde sahnenin dışına itilmişler. Sadece gözlemlemek ve yorumlamak
geliyor ellerinden.
O Gün İçin
Bir Şemsiye ve Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk romanlarında karşımıza çıkan
insan tiplerine yabancı değiliz derken sadece edebiyatı kast etmemiştim.
Felsefe, sosyoloji, psikoloji, edebiyat, hukuk, mühendislik, tıp, vb.
eğitiminden geçen, aldıkları eğitimle yaptıkları iş arasındaki uçurumun
irkilerek farkına varan, şeçme şansı da bulunmayan, hayallerini
gerçekleştirememiş bir dolu mutsuz insan, umutsuz genç geliyor gözümün önüne.
Genazino?nun roman kahramanlarının gerçekliği ve trajedisi derinleşiyor…
Mutsuzluk
Zamanlarında Mutluluk
Wilhelm
Genazino
Çeviren:
Zehra Aksu Yılmazer
Ayrıntı
Yayınları
2014,
144 sayfa,
No comments:
Post a Comment