Wednesday, 12 November 2014

Sahnenin dışındakiler – A. Ömer Türkeş

Wilhelm Genazino’nun Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk ve O Gün İçin Bir Şemsiye romanlarındaki kahramanları, Avrupa’nın ya da yenidünya düzeninin yarattığı krizin bunalımını yaşayan insanlar.

Çağdaş Alman edebiyatının önemli isimlerinden Wilhelm Genazino, yakın zamana kadar Türkçeye çevrilmemişti. Geçtiğimiz günlerde art arda yayımlanan Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk ve O Gün İçin Bir Şemsiye romanları sayesinde yazarla ve onun kurmaca dünyasıyla tanışma fırsatı bulduk. Birbiriyle tematik açıdan bağlantılı olan bu iki romanında da, çok şey vaat ederek başlayan ve sonra aniden fos çıkan bir gençlik yaşamış, şimdilerde hayata bir kıyısından tutunmaya çalışan, orta yaş gurubundan ve orta sınıftan insanların bunalımını anlatıyor Genazino.








   Genazino 1943 Mannheim doğumlu. Liseyi bitirdikten sonra önce serbest muhabir, daha sonra çeşitli gazete      ve dergilerde editör olarak çalışmış, Alman dili ve edebiyatı, sosyoloji ve felsefe öğrenimi görmüş. Edebiyat        kariyerine 22 yaşındayken başlamış.

Aslında kronolojinin önemi yok; yazarın üzerinde durduğu meselelere bakıldığında, kahramanları farklı da olsa, bu iki romanı tek bir roman gibi ele almak mümkün. O Gün İçin Bir Şemsiye’nin isimsiz anlatıcısı kırk altı yaşında, hayatını yeni çıkan ayakkabıları test ederek kazanan bir adam. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk’un kırk bir yaşındaki kahramanı Gerhard Warlich ise büyük bir çamaşırhanede organizasyon müdürü. Onları birleştiren nokta, aldıkları eğitimle yaptıkları işler arasındaki büyük uçurum. On dört yıldır aynı işte çalışan Gerhald felsefe öğrenimi yapmış ama eğitim düzeyine uygun bir işi ne üniversitede ne de üniversite dışında bulabilmiş. O Gün İçin Bir Şemsiye’nin anlatıcısı da sosyal bilimler dalında aldığı eğitime, gençliğinde çeşitli dergilerde yazmasına, bir süre gazetecilik yapmasına rağmen çalıştığı ajans uzun röportajları kaldırıp yerine tramvay röportajlarını koymayı tercih edince işsiz kalmış. Yedi yıldır Frankfurt sokaklarında dolaşarak ayakkabı test ederek sağlıyor geçimini.

Başlangıçtaki hayallerin hayatın gerçekleri karşısında uçuverip gitmesi her iki roman kahramanını da önce başarısızlık duygusuna, ardından hayatın kıyısına itmiş. Her ikisi de sürekli hayat üzerine düşünen, gözlemleyen, gözlemlerinden hikâyeler üreten, mutluluklarını bu hikâyeler üzerine kuran, hayatın geri kalanı için planları olmayan insanlar. Öyle ki, O Gün İçin Bir Şemsiye’nin anlatıcısı, dünyada kendi icazeti olmaksızın bulunduğu duygusuna kapılmıştır. Birinin ona burada olmayı gerçekten isteyip istemediğimi sormasını bekler. Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk’un kahramanı Gerhald ise bir filozof mu, yoksa bir estet mi, sessiz sedasız bir iletişimci mi, yoksa kavramsal bir sanatçı mı sorularının yanıtını aramaktadır. Asıl aradığı bu eylemlerden birinin, onu az çok geçindirecek ve anlamlı bir hayatı yaşadığından nihayet emin olmasını sağlayacak bir mesleğe dönüştürmeyi nasıl başarabileceğidir.

Boşlukta sallanan bu roman kahramanlarının hayatını kuşkusuz içsel değil dışsal dinamikler değiştirebilir. Birisi sevgilisi tarafından terk edilip ayakkabı fabrikasından aldığı ücretin kısıtlanmasıyla, diğeri sevgilisinin çocuk sahibi olmak isteği karşısında kendilerine göre radikal karar alma noktasına gelirler. İyi-kötü tutturdukları dengeler bozulacak, sorgulama ve hesaplaşma başlayacaktır….

Modern bireyin bunalımı
Avrupa edebiyatında, özellikle iki dünya savaşının, faşizmin yükselişinin ve kapitalizmin buhranlarının etkisiyle modern bireyin bunalımını işleyen pek çok roman yazıldı. Wilhelm Genazino’nun roman kahramanları Avrupa’nın ya da yenidünya düzeninin yarattığı krizin bunalımını yaşayan insanlar. Ekonomik ve toplumsal krizin gündelik yaşama yansımasını ve modern bireyde yarattığı hiçlik, sahnenin dışına itilmişlik duygusunu sorguluyor. Kahramanların düş kırıklığı, aslında kendi kuşağının, günümüz entelektüelinin düş kırıklığının yansıması; hayaller ve idealler ile içine düşülen maddi hayat arasındaki uçurumdan, değerler piramidinin baş aşağı olmasından. Sonuç; hayat karşısında kayıtsızlık, geri çekilme, boş vermişlik, zihinden geçen şu türden söylenmeler; Eğitimim açısından önemli olabilirim, konumum açısından olmayabilirim. Gerçekten önemli olan insanlar, bireysel bilgilerini ve hayattaki pozisyonlarını birbiri içinde eritebilenler. Benim gibi sadece eğitilmiş olup dışta duranlar, kimsenin nereye saklanmaları gerektiğini söylemediği modern dilencilerden başka bir şey değiller.

Ama yine de temkinli olmakta fayda var. Bu sert özeleştirilerin rahatlatıcı, hatta sağaltıcı bir yanı olduğunu, kişiyi mutsuzluğuyla mutlu bir insan dönüştürdüğünü aklımızda tutalım. Tıpkı anlatıcının itiraf ettiği gibi; kendime yönelttiğim sövgülere kulak kesilmek bir ölçüde hoş bir şey. Zira onların içinde gizlenen tatlı zehir, sövülen kişinin karşıtına dönüştürüyor beni aynı zamanda. Beni tekrar temize çıkaran da yine aynı şekilde onların içinde gizlenen abartı.

Bu insan tipine yabancı değiliz. İkisi de eğitimli, entelektüel, ilişkilerinde sorunlu, iktidarlarını yitirmiş -Türkçe yazılan romanlarda sıkça rastladığımız- arızalı erkek tipleri. Ancak Genazino bu tipi yüceltmek değil, bu tipi çatışmalı iç dünyalarıyla birlikte sergilemek niyetinde. Ne duygu dünyaları derin ne ruhları hassas ve kırılgan. Büyümenin yükünü taşıyamayan, sorumluluk almaktan, tam da bu nedenle kadınlarla gerçek bir ilişki yaşamaktan korkan erkekler… Kendi durumlarının farkında olmalarına, içe ve dışa dönük gözlem ve tahlillerinin zenginliğine rağmen hayata müdahil olmanın uzağındalar. Mücadele etme güç ve iradesinden de yoksun bir halde sahnenin dışına itilmişler. Sadece gözlemlemek ve yorumlamak geliyor ellerinden.

O Gün İçin Bir Şemsiye ve Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk romanlarında karşımıza çıkan insan tiplerine yabancı değiliz derken sadece edebiyatı kast etmemiştim. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, edebiyat, hukuk, mühendislik, tıp, vb. eğitiminden geçen, aldıkları eğitimle yaptıkları iş arasındaki uçurumun irkilerek farkına varan, şeçme şansı da bulunmayan, hayallerini gerçekleştirememiş bir dolu mutsuz insan, umutsuz genç geliyor gözümün önüne. Genazino?nun roman kahramanlarının gerçekliği ve trajedisi derinleşiyor…

Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk
Wilhelm Genazino
Çeviren: Zehra Aksu Yılmazer
Ayrıntı Yayınları
2014, 144 sayfa,

No comments:

Post a Comment