Resim çekmek
için izin istediğimizde çocuğu kucağında genç kadın "çekin ki halimizi
dünya görsün ve bir an önce köyümüze dönelim" dedi. Hiç de insani olmayan
koşullarda yaşama tutunmaya çalışmak gerçekten çok hüzün verici.
Fatma Gök
İstanbul -
BİA Haber Merkezi
30 Eylül
2014, Salı 09:17
Gece
yarısı, kapkaranlık. Gökte yıldızlar
uzaktan ışıldıyor.
Yakınımızda
tarlalarına yayıldığımız Bethi köyünün bir iki ışığı. Karşımızda Rojawa’nın
ışıkları.
Nöbet tutan genç arkadaşlar telaş içinde
heyetimize yaklaşıp, biz büyüklerden Kobanê’li üç kişiyle acil konuşmamızı
istiyor.
Sınırdaki
koyunlar
Bu üç kişi
karanlıkta koyunlarını almak için sınırı geçmek istiyorlar. Biri çocuk denecek
yaşta üç köylü. Toprağa oturmuşlar, koyunlarını anlatıyorlar.
Tüm
dikenli tellere, asker yığınağına nispet yaparcasına sınırların ne denli yapay
olduğu bir kez daha kafamıza kazınıyor.
Sınırın “gerçekliğe” tekabül etmediği çok
açık. Hayvanlar sınır boyunca, açlıktan ve susuzluktan telef olacak. Gündüz bir
ara tellerin arasından hayvanlarına su ve yiyecek vermeye çalışmışlar.
Suruç’tayız
Nöbet
tutan gençler İstanbul’dan halkların dayanışması şiarını slogan olmaktan
kurtarıp, sınıra akın edenler.
Suruç’tayız.
Halkların Demokratik Kongresi/Partisi (HDK/P) bileşenleri ile sol,
sosyalist partiler, ilerici vicdanlardan
oluşan Kobanê’yle Dayanışma Heyeti olarak buradayız.
20
otobüsle İstanbul’dan
Kobanê
direnişine Türkiye’nin batısından destek vermek ve sınırda nöbet tutmak üzere
20 otobüsle çarşamba günü İstanbul’dan hareket edildi. 1000 kişi tüm
engellemelere rağmen perşembe günü Suruç’a ulaştık.
Otobüsler
İstanbul çıkışında saatlerce bekletildi, Urfa Valiliği’nin otobüsleri Suruç’a
sokmayacağı bildirildi, otobüs sayısı 35 den 20’ye indirildi. Suruç girişinde
otobüsler tek, tek arandık.
Bethi
köyünde
Sonunda
Mürşitpınar sınırına yakın, Bethi köyü tarlalarında nöbet tutmak üzere
yayıldık.
Bir gün
önce yaşanan toz fırtınası kopmadığı için
şanslıydık. Doğanın ortasında, yıldızların altında halk güçlerinin
Barışa ve Kardeşliğe Ortaklaşma Ekibi ile konuşuyoruz, halay çekiyoruz.
Unutamayacağımız
bir gece!
Unutamayacağımız
esas durum ise savaşın hemen yanı başımızda olması acı gerçeği idi. Gece
boyunca çatışmanın ateşini gördük.
Mermiler çok yakınımızda vınlıyor, kapkaranlık gök altında havan topları
patlıyordu. Kıpkırmızı savaş görüntüleri göğü yalıyordu.
Kobanê’de
Mürşitpınar
sınır kapısından Kobanê’ye geçtik, orada PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah, Kobanê Kantonu Başbakanı Enver
Müslüm ve bazı bakanlarla görüştük.
Çok
anlamlı ve hepimizin içini ferahlatan, moral, motivasyonumuzu yükselten bir
buluşma oldu. Bazı medya organlarında günlerdir dillendirilen Kobanê düştü,
düşüyor haberlerinin gerçeklikten ne denli kopuk olduğuna, Rojawa’nın direniş
kararlılığına bire bir şahit olduk.
Kobanê’de
halkların eşit olarak ve gerçekten demokratik bir yaşam kurmayı başarmak için
ne kadar kararlı olduklarını, İŞİD’e yol vermemek için nasıl direndiklerini,
savaşın nasıl yaşandığını anlatıyorlar.
Asya
Abdullah anlatıyor
Bu direniş
silahların eşitsizliğine dayanan bir direniş. İŞİD’in Kobanê’nin merkezini
vuracak uzun menzilli silahları var. YPJ ve YPG’nin menzili ise İŞİD’e
ulaşacak kapasitede değil.
PYD
(Partiya Yekîtiya Demokrat /Demokratik Birlik Partisi) eş başkanı Asya Abdullah toprağını, evini ve
çoluk çocuğu korumak, halkların eşitliğine, toplumsal cinsiyet eşitliğine
dayanan, sömürüyü reddeden bir yaşam kurmak için meclisler olarak
örgütlendiklerini anlatıyor.
Asya
Abdullah devamla YPJ ve YPG’nin üç tankı nasıl imha ettiğini, Rojawalıların
elleriyle nasıl tank yaptıklarını aktarırken, insan ‘’bunun önünde duracak bir
güç olabilir mi’’ diye sormaktan kendini alamıyor.
Unutmaya
yüz tuttuğumuz Vietnam, Güney Afrika, İkinci Dünya Savaşı’nda Faşizme karşı
direnişi hatırlamamak mümkün değil.
Dayanışma
bekliyorlar
Kobanê
dışından gelen dayanışma çok önemli. Rojava İçişleri Bakanı bizi ziyarete
geldiğinde bunu daha da iyi anlıyoruz. Bakan, cepheden henüz döndüğünü, kabalık
olmasın diye üzerindeki silahları bırakıp geldiğini anlatıyor.
“Büyük
İnsanlık” alemi böylesine bir direnişle hayatta kalan bir halkın direnişini adeta
seyrediyor.
Şu soruyla
karşı karşıyayız: Şengal’de Ezidilere yapılan soykırımın şimdi Kobanê ve tüm
Rojava halkına yapılmasına izin verecek
miyiz?
Şöyle bir
durum da var. Rojava para ile bile silah alamıyor, çünkü statüsü tanınmıyor,
blokaj var. Dünya halkları yaşananın soykırıma giden, insanlığa karşı işlenmiş
bir suç, vahşi bir saldırı olduğunu, bu durumda herhangi bir pazarlık
yapılamayacağını teslim edip, devletlerini Rojava direnişini desteklemek için
harekete geçirmek zorundalar.
Aksi halde
İŞİD vahşetinin neler yapabileceğinin örneğini Şengal’de gördük.
Sınırı
aşanlar
Bilindiği
gibi 12 gündür İŞİD vahşetine karşı direnen Kobanê halkından köylerini
boşaltarak sınıra gelenler, sınırda günlerce bekletildikten sonra Türkiye
sınırına alınmıştı.
Kobanê’liler
Mürşitpınar sınırına girerken arabalarını sınır sınır boyunca bırakmışlar.
Ayrıca,
koyun ve büyük baş hayvanlarını İŞİD vahşetine bırakmak istemeyip sınıra
getirmişler. Ancak kendileri geçerken arabalar, koyunlar hayvanlar sınırda
kalmış. Başta da anlattığım Perşembe gecesi tanık olduğum, tarifi zor
manzaraydı.
O kadar da
değil. Kobanê’den İŞİD’in vahşetinden kaçıp, sınırı aşanların ne denli bir
yokluk ve zor şartlar altında yaşamaya çalıştıklarına şahit olduk.
''Resimlerimizi
çekin ki...''
Belediyenin
kurduğu çadırlarda barınan kadın ve çocukları gördük. Bethi köyünde küçücük bir
eve sığınan 50 kişinin nasıl
yaşadığını/yaşayamadığını gördük.
Hiç de
insani olmayan koşullarda yaşama tutunmaya çalışmak gerçekten çok hüzün verici.
Genç
erkekler kadın ve çocukları silahlardan kaçırıp cepheye dönmüşler.
Resim
çekmek için izin istediğimizde çocuğu kucağında genç kadın ‘’çekin ki halimizi
dünya görsün ve bir an önce köyümüze dönelim’’ dedi.
Önümüz kış
ve bu mekanlarda ısınmak için tedbir alınamıyor. Türkiye’nin Batısında
yaratılan Barışa ve Kardeşliğe
Ortaklaşma Ekibi’nin işlere daha sıkı sarılmasının acil zamanıdır. (FG/BA)
* Fatma
Gök, Prof. Dr., Boğaziçi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri
Bölümü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kurucu Eş Genel Başkanı
No comments:
Post a Comment