29/10/2014 13:49
Sakallar
mesela. Diyarbakır ve Türkiye’nin doğu güneydoğusundaki şehir ve kasabalarında
birçok erkeğin, PKK yanlıları tarafından ‘islamcı’ ve ‘IŞİD destekçisi’ olarak
algılanıp saldırıya uğramamak için kestiği sakallar…
Bu haber
birçok gazetede yer aldı. Herkes hikayeyi kopyaladı ve hatta yurt dışı
basınında bile yer verildi. Tabii hikayenin doğru olup olmadığını araştırmamak
aptallık olurdu. Sonunda bir gazeteci yaptı bunu; Al Monitor’dan Pınar
Tremblay…
Yazısında
T24’ün Diyarbakır’da ikamet eden köşe yazarı Nurcan Baysal’ın yazısından bir
kesit verdi: ‘Bu haberin doğru olduğuna inanmıyorum. Burada hala birçok adam
sakallı geziyor. Kürt Hizbullahı veya IŞİD üyeleri, hiçbiri kimliğini saklamaya
çalışmıyor.’ Tremblay eklemiş: ‘Al-Monitor’un irtibata geçtiği, Sünni İslamcı
parti Hüda-Par’ın hiçbir üyesi de sakalını tıraş etmemiş.’
Haberin gör
dediği gerçek: Nefret söylemi
Diyarbakır’da
yaşayan biri olarak benim de bu haber hakkında şüphelerim vardı. Hayatlarını
sakallı geçiren adamlar, öldürülme korkusuyla bir panik anında gidip hemen
tıraş mı olacaktı? Sokaklarda sakallı adamları öldürmeye çalışan infaz timleri
dolaşıyormuş gibi.
Maalesef, o
esnada başka işlerle meşgul olduğumdan, haberin ayrıntılarını araştırma
fırsatım olmadı. İş için hem İstanbul’a hem de Suruç’a seyahat ediyordum.
Peki,
sakalını tıraş eden adamlar haberi gibi aslı astarı araştırılmayan haberler
neye örnek teşkil ediyor? Medyanın yarattığı ‘nefret söylemi’ne…
Nefret söylemi
genellikle insanları şiddete sevk eden ifadelerin adı… Geçen hafta İstanbul’da
Hrant Dink Vakfı’nın bu meseleye dair düzenlediği kısa sempozyumda da medyada
göze çarpan yönlendirici ve nefret dolu habercilik örnekleri paylaşıldı. Bu tip
haberler, toplumumuzda var olan azınlıklar—özellikle halihazırda mimlenmiş
gruplar—hakkında bariz biçimde olumsuz bir imaj çiziyor. Bir yalan ne kadar çok
tekrarlanırsa, o kadar gerçek algılanmaya ve değerlendirilmeye başlar.
Peki, sakal
haberinin mesajı nedir? Kürtler vahşe insanlardır, doğal olarak insan öldürmeye
meyillidirler. Özellikle da dindar Müslümanları…
Dersim’de
başladı
Kürtlerin
vahşi insanlar olduğu mesajı, aslında son on yıllardın, hatta bir asırdır
Kürtlerle ilgili anlatıya cuk oturuyor. Dersim katliamları buna güzel bir örnek
mesela. Orada yaşayan medeniyetsiz, barbar Kürtler devlete karşı isyan
başlattıklarından susturulmak zorundaydı.
Oysa Dersim
Kürtlerinin lideri Seyit Rıza gerçekte bir isyan lideri değil direniş
lideriydi. 1937 ve 1938’deki katliamlar aslında önceden titizlikle
planlanmıştı. Seyit Rıza ve yandaşları, başlarına ne zaman neyin geleceğini çok
iyi bildiklerinden, vargüçleriyle kaderlerine karşı direndi.
Ama asıl
vahşi Türk devletiydi, Kürtlerden çok daha donanımlıydı Dersimlileri
yeryüzünden silmeye kararlıydı. Sildi de…
Güçlükonak
örneği
PKK’yi
Kürtlerin haklarıyla alakasız bir terör örgütü olarak mimlemek de Kürtleri
köşeye sıkıştırma planının bir parçasıydı. Bunun bir örneği 1996’daki Güçlükonak
katliamadır; bir minibüse saldırılıp 11 kişi diri diri yakılmıştı.
Güvenlik
güçlerine göre fail PKK’ydı. Herkes inanndırıldı buna, medya devlet
kontrolündeydi ne de olsa. Oysa saldırıyı gerçekleştiren ve suçu da PKK’ya
yükleyen Türk ordusundan başkası değildi.
Kürt algısı
PKK’yi
terörist bir oluşum olarak gösterme çabası, sadece bu tip cinayetlerden ibaret
değildi tabii. Kürt meselesi bütünüyle öyle bir bağlama oturtuldu ki sadece PKK
değil Türkiye’de yaşayan tüm Kürtlerin cinayete meyilli teröristler olarak
algılanmasına sebep oldu.
Bugün bile
birçok Türk’e göre ülkelerinin güneydoğusu tehlikeli bir bölge; orada
yaşayanlar doğuştan şiddete meyilli ve teröristler sizi her an öldürebilir.
Medya
günahları
Şimdi sakal
haberinin içinde yeşerip büyüdüğü ‘verimli zemin’i görebiliyor musunuz? Batı
medyasında bu haber, gazetelerde ve haber sitelerinde genellikle ‘komik’
haberlerin yer verildiği dikkat çeken bölümlerde yayınlandı. Maalesef medya bu
tip haberlerin ne kadar zararlı olduğundan haberdar değil.
Belki Türkiye
dışındaki ülkelerde, masalarında oturmuş haber yapan medya çalışanlarını
suçlayamazsınız ama Türkiye’deki medya camiasının bu dinamikleri çok iyi
biliyor olması lazım. Kürtleri özellikle ve bilinçli olarak vahşi insanlar
olarak sergilemeye çalışmıyorlar ama bu tip haberlerin sonucu bu; en azından
bilinçaltınd. Medyayı takip edenlerin de bu dinamikleri göz önünde tutmaları
gerekiyor.
Türk medyası,
bu ‘verimli zemin’in oluşmasına katkıda bulunduğunu bilmeli. Şu viral sakal haberi gibi hikayelerin
Türkiye’de barışçıl bir ortal oluşmasına hiçbir faydasının dokunmadığını da.
Sakal haberi fazlasıyla ‘cazip’ olabilir, ama yayınlamadan önce doğruluğunu
teyit edin, değilse de yayınlamayın…
O saldırılar
da aynı derecede zararlı
Bu noktada
şunu da eklemeyelim; o tür haberler elbette ülkedeki barış sürecine katkıda
bulunmuyor ama bu ay başında Kobani’de işler yoldan çıktığında Diyarbakır’daki
İslamcı parti mensuplarına gerçekleştirilen saldırılar da öyle…
Bu
saldırılarla ilgili videolar seyrettim, fotoğraflar gördüm ve kısmen de olsa
otopsi raporlarını da okudum. Korkunçu ve mide bulandırıcıydı. Suçluların en
kısa zamanda bulunup adalete teslim edilmesi lazım.
http://www.diken.com.tr/kurtler-vahsidir-oyle-mi/
No comments:
Post a Comment