Wednesday 29 October 2014

Kürtler vahşidir öyle mi! FREDERIKE GEERDINK

29/10/2014 13:49
Sakallar mesela. Diyarbakır ve Türkiye’nin doğu güneydoğusundaki şehir ve kasabalarında birçok erkeğin, PKK yanlıları tarafından ‘islamcı’ ve ‘IŞİD destekçisi’ olarak algılanıp saldırıya uğramamak için kestiği sakallar…

Bu haber birçok gazetede yer aldı. Herkes hikayeyi kopyaladı ve hatta yurt dışı basınında bile yer verildi. Tabii hikayenin doğru olup olmadığını araştırmamak aptallık olurdu. Sonunda bir gazeteci yaptı bunu; Al Monitor’dan Pınar Tremblay…

Yazısında T24’ün Diyarbakır’da ikamet eden köşe yazarı Nurcan Baysal’ın yazısından bir kesit verdi: ‘Bu haberin doğru olduğuna inanmıyorum. Burada hala birçok adam sakallı geziyor. Kürt Hizbullahı veya IŞİD üyeleri, hiçbiri kimliğini saklamaya çalışmıyor.’ Tremblay eklemiş: ‘Al-Monitor’un irtibata geçtiği, Sünni İslamcı parti Hüda-Par’ın hiçbir üyesi de sakalını tıraş etmemiş.’

Haberin gör dediği gerçek: Nefret söylemi

Diyarbakır’da yaşayan biri olarak benim de bu haber hakkında şüphelerim vardı. Hayatlarını sakallı geçiren adamlar, öldürülme korkusuyla bir panik anında gidip hemen tıraş mı olacaktı? Sokaklarda sakallı adamları öldürmeye çalışan infaz timleri dolaşıyormuş gibi.

Maalesef, o esnada başka işlerle meşgul olduğumdan, haberin ayrıntılarını araştırma fırsatım olmadı. İş için hem İstanbul’a hem de Suruç’a seyahat ediyordum.

Peki, sakalını tıraş eden adamlar haberi gibi aslı astarı araştırılmayan haberler neye örnek teşkil ediyor? Medyanın yarattığı ‘nefret söylemi’ne…

Nefret söylemi genellikle insanları şiddete sevk eden ifadelerin adı… Geçen hafta İstanbul’da Hrant Dink Vakfı’nın bu meseleye dair düzenlediği kısa sempozyumda da medyada göze çarpan yönlendirici ve nefret dolu habercilik örnekleri paylaşıldı. Bu tip haberler, toplumumuzda var olan azınlıklar—özellikle halihazırda mimlenmiş gruplar—hakkında bariz biçimde olumsuz bir imaj çiziyor. Bir yalan ne kadar çok tekrarlanırsa, o kadar gerçek algılanmaya ve değerlendirilmeye başlar.

Peki, sakal haberinin mesajı nedir? Kürtler vahşe insanlardır, doğal olarak insan öldürmeye meyillidirler. Özellikle da dindar Müslümanları…

Dersim’de başladı

Kürtlerin vahşi insanlar olduğu mesajı, aslında son on yıllardın, hatta bir asırdır Kürtlerle ilgili anlatıya cuk oturuyor. Dersim katliamları buna güzel bir örnek mesela. Orada yaşayan medeniyetsiz, barbar Kürtler devlete karşı isyan başlattıklarından susturulmak zorundaydı.

Oysa Dersim Kürtlerinin lideri Seyit Rıza gerçekte bir isyan lideri değil direniş lideriydi. 1937 ve 1938’deki katliamlar aslında önceden titizlikle planlanmıştı. Seyit Rıza ve yandaşları, başlarına ne zaman neyin geleceğini çok iyi bildiklerinden, vargüçleriyle kaderlerine karşı direndi.

Ama asıl vahşi Türk devletiydi, Kürtlerden çok daha donanımlıydı Dersimlileri yeryüzünden silmeye kararlıydı. Sildi de…

Güçlükonak örneği

PKK’yi Kürtlerin haklarıyla alakasız bir terör örgütü olarak mimlemek de Kürtleri köşeye sıkıştırma planının bir parçasıydı. Bunun bir örneği 1996’daki Güçlükonak katliamadır; bir minibüse saldırılıp 11 kişi diri diri yakılmıştı.

Güvenlik güçlerine göre fail PKK’ydı. Herkes inanndırıldı buna, medya devlet kontrolündeydi ne de olsa. Oysa saldırıyı gerçekleştiren ve suçu da PKK’ya yükleyen Türk ordusundan başkası değildi.

Kürt algısı

PKK’yi terörist bir oluşum olarak gösterme çabası, sadece bu tip cinayetlerden ibaret değildi tabii. Kürt meselesi bütünüyle öyle bir bağlama oturtuldu ki sadece PKK değil Türkiye’de yaşayan tüm Kürtlerin cinayete meyilli teröristler olarak algılanmasına sebep oldu.

Bugün bile birçok Türk’e göre ülkelerinin güneydoğusu tehlikeli bir bölge; orada yaşayanlar doğuştan şiddete meyilli ve teröristler sizi her an öldürebilir.

Medya günahları

Şimdi sakal haberinin içinde yeşerip büyüdüğü ‘verimli zemin’i görebiliyor musunuz? Batı medyasında bu haber, gazetelerde ve haber sitelerinde genellikle ‘komik’ haberlerin yer verildiği dikkat çeken bölümlerde yayınlandı. Maalesef medya bu tip haberlerin ne kadar zararlı olduğundan haberdar değil.

Belki Türkiye dışındaki ülkelerde, masalarında oturmuş haber yapan medya çalışanlarını suçlayamazsınız ama Türkiye’deki medya camiasının bu dinamikleri çok iyi biliyor olması lazım. Kürtleri özellikle ve bilinçli olarak vahşi insanlar olarak sergilemeye çalışmıyorlar ama bu tip haberlerin sonucu bu; en azından bilinçaltınd. Medyayı takip edenlerin de bu dinamikleri göz önünde tutmaları gerekiyor.

Türk medyası, bu ‘verimli zemin’in oluşmasına katkıda bulunduğunu bilmeli.  Şu viral sakal haberi gibi hikayelerin Türkiye’de barışçıl bir ortal oluşmasına hiçbir faydasının dokunmadığını da. Sakal haberi fazlasıyla ‘cazip’ olabilir, ama yayınlamadan önce doğruluğunu teyit edin, değilse de yayınlamayın…

O saldırılar da aynı derecede zararlı

Bu noktada şunu da eklemeyelim; o tür haberler elbette ülkedeki barış sürecine katkıda bulunmuyor ama bu ay başında Kobani’de işler yoldan çıktığında Diyarbakır’daki İslamcı parti mensuplarına gerçekleştirilen saldırılar da öyle…

Bu saldırılarla ilgili videolar seyrettim, fotoğraflar gördüm ve kısmen de olsa otopsi raporlarını da okudum. Korkunçu ve mide bulandırıcıydı. Suçluların en kısa zamanda bulunup adalete teslim edilmesi lazım.


 http://www.diken.com.tr/kurtler-vahsidir-oyle-mi/

No comments:

Post a Comment