Saturday 11 October 2014

Kobanê; Acılarımız Ayrışıyor / Mu? Serdar Uğurlu

                                            Serdar Uğurlu

Çok açık ki aslında birbirimize güvenmiyoruz. Güvenmeye ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ama güvenmiyoruz.

Çok açık ki aslında birbirimize inanmıyoruz. İnanmaya ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ama inanmıyoruz.  Bunu aşabilmek için bir araya gelmemiz gerektiğini fark ediyoruz ama kabul edelim tedirginlikle birlikte korkuyoruz da.

Olağan ırkçılıklarımız ve faşizmlerimizden ise bahsetmeye gerek bile yok.

O kadar derinlerde bir yerlerde yenildik ki gerçek anlamıyla açığa bile vuramıyoruz. Ev dediğimiz inlerimizde ve işyeri dediğimiz kölelik merkezlerinde yaşamı sürdürmek her şeye rağmen daha mantıklı geliyor. Onurumuz ve gururumuz inciniyor belki, ama… rahatız işte. En azından kendi dertlerimizle ilgileniyoruz başkasının kahrını çekmiyoruz. Mu? Ya da… kıyıda köşede görüştüğümüz bir şeyler yapmaya çalışan insanlar var, eh biz de bir ucundan tutuyoruz, daha ne olsun! Mu?

Acıların ayrışması bazen kötü bazen de iyidir… Empati yeteneğinin kaybolduğunu ya da artık iyice yitmeye başladığını ya da yittiğini gösterir. Kötüdür. Ama aynı zamanda iyidir de, canınızın asıl nereden yandığını öğrenmeye, anlamaya başlarsınız. Yardım aranırsınız, destek aranırsınız. Büyük ihtimal bulduğunuz yerin başkalığına değil umduğunuz yere hayıflanırsınız…

Acının ayrışması kötüdeki iyidir öyleyse.  Canı yananı anlamaya başlarsınız. Ne hissettiğini ne düşündüğünü nasıl kahrolduğunu…  Duygularınız birbirine karışır…  Bazen acıyı çektireni değil de acınıza göz yumanı daha çok suçlarsınız. Sonra zaman geçer. Acı iyi kötü dağlanır. İlk anlardaki öfke ve kızgınlık derinlere iner, gündelik hayatın olağanlığında işinize gücünüze bakarsınız, unuttuğunuzu geride bıraktığınızı düşünürsünüz ama yaşadıklarınız sızı olarak kanınızda akmaya başlar. Bilinçaltınızda dolanır durur. Baktığınız gördüğünüz her şeye sinmeye başlar. Bundan sonrasında nasıl davranacağınız tüm karakter biçimlerinize bağlı olarak değişir.

Toplumsal karakter, siyasal karakter, finansal karakter ve belki de en sonuncusu siz olduğunuzu düşündüğünüz bireysel karakteriniz… Acı çekeni anlamaya başlamışsınızdır ama daha nasıl tepki vermek gerektiğini öğrenmemiş olma ihtimaliniz yüksektir… Bundan sonrası daha çok toplumsal gelişmişlikle, toplumsal olanın egemenlerin karşısındaki örgütlenebilme kapasitesiyle ilgilidir…

Acıları ortaklaştırmayı öğrenmişseniz korkan olmaktan çıkar saldırgan tarafı korkutan haline dönüşürsünüz…

Korku duvarı bir kez topluca yıkıldığında artık aynı sağlamlıkla onarılması mümkün değildir… Yeniden inşa edilen korku duvarlarının harcında sizden bir parça vardır ve parçanızı tanırsınız, hissedersiniz. Onun zayıf noktasını bilirsiniz. Psişik bir bilgidir. Sınıfsal bir bilgidir. Tarihsel bir bilgidir. Her yönüyle bir bilgidir ve siz artık ona sahipsinizdir.  Duvarın nasıl çözüleceği düşüncenizin ve eyleminizin kendisindedir.

Ortaklaşabilmek için bir yerlerde ayrışmış olmak gerekir. Ortaklaşma bir ihtiyaçtır.  Baş edemediğimizle mücadele edebilmek için… Ortaklaşma öncelerde bir yerlerden kopmaktır… Gezi bir kopuş ve ortaklaşmaydı, ağaçların gövdesine sarılanların köklerini koruma çabasıydı. Bir süreliğine de olsa birlikte başkaldırmanın onuruna ve acı çekmenin duygudaşlığına eriştik.[1]. Nasıl Gezi’den önce ve sonra diye algılanan bir Türk kamuoyu varsa, şimdi de Kobanê’den önce ve sonra oluşacak son, evet son, bir Kürt kamuoyu var.

İŞİD/DAİŞ dediğiniz AKP, AKP dediğiniz neoliberalizm ve 12 Eylül faşizminden başka bir şey değildir. Katliamı alkışlayanların ya da sessiz kalanların tarafı bellidir; kölelik düzeninde köle olmaktan memnun olmak… “Ama onlar devletimize… ülkemize… devrimimize… sosyalizmimize şöyle şöyle yapıyorlar”… ırkçılığınıza ve faşizminize, kıçınızı sağlama alıp, atıp-tuttuğunuz sosyal medya duyarlılıklarınıza insanlığınızı yem etmeyin.


[1]Yeri gelmişken, siyasal bilinç bu aralıktan beslenmektedir ve Gezi toplumsal başkaldırı potansiyeli kadar Kemalist-ulusalcı muhafazakarlığın ve gericiliğin de yeniden özgürleşme ve eskiye dönme umudunu birlikte içermekteydi.-Özgür ve eşit bir cumhuriyet taraftarı olan Kemalistleri ayrı tutmaktan yanayım- )

No comments:

Post a Comment