"Ama
görüyorsunuz ya, yine de gidiyorum. Bazı insanları seviyoruz diye kalamayız
yerimizde, başkalarından nefret ettiğimiz için gideriz. Yalnız çirkin şeyler
insanı harekete zorlar."
"İnsanın
gözleri, önlerine göz kapakları indi diye kapanmaz. Kapakların arkasında gözler
açıktır. Açık bir kapının ağzına bir kaya yuvarlasanız, kapı bu yüzden
kapanmaz, kaldı ki pencere de böyle kapanmaz, çünkü uzağı görmeyi sağlayan şey
gözler değildir; ve demek ki sizin dünyadan hiç haberiniz yok."
“Bomboşum. Yalnızca hareketlerim, tepkilerim,
alışkanlıklarım var. Kendimi doldurmak istiyorum. Bu yüzden psikanaliz
yapıyorum. Ama fıçım bir Danaidler fıçısı. Sindiremiyorum. Düşüncelerini,
komplekslerini, duraksamalarını alıyorum ama hiç bir şey kalmıyor. Sindiremiyorum
ya da çok iyi sindiriyorum... Aynı şey bu. Kuşkusuz sözcükleri, zarfları,
etiketleri tutuyorum; tutkuların, heyecanların hangi deyimlerin altında
sıralandıklarını biliyorum, ama onları duymuyorum.
....
Hevesler tutkular istiyorum; başkalarınınkini alacağım. Bugüne kadar bana hiçbir şey kalmamasının nedenini yeterince ilerlememiş olmama bağlıyorum. Bir kimlik saptama türü geliştirmek istiyorum.. Tutkuların var olduğunu bilmek ve onları duymamak korkunç bir şey bu."
(Arka Kapak)
Vian dille
oynarken, onun dünyaya kazandırdığı sözde anlamı yıkmayı amaçlar. Yürek
Söken'de de, gözden kaçırılmaması gereken budur; yani sözcüklerin ardındaki
yıkıcılık. Gülünç düşürülmeyen, alaşağı edilmeyen hiçbir şey yoktur
yapıtlarında. Bu yüzden, Vian okurken, alaya alındığı duygusuna kapılabilir
okur; ama bu duyguyla yetinmek ve "ciddi" yorumlardan kaçınmak
yararlı da olabilir... Onun yapıtları, dünyaya anlam veren şeylerin
şiirsellikten ne denli yoksun olduğunu gösterir.
“Bunu bir
daha yapmayacağım,” dedi. “Bir daha hiç istemeyeceğim, bunu.”
Jacquemort
kulaklarını tıkadı. Kadının bakır kazıyan tırnakları anımsatan bir sesi vardı.
Dadı dehşet içinde hıçkırdı. Ses Jacquemort’un kafasına doluyor ve beynini
delik deşik ediyordu.
“Çıkacaklar,”
dedi anne acımasız bir gülüşle. “Çıkacaklar, bana acı verecekler ve bu yalnızca
başlangıç olacak.”
Yatak
iniltiler çıkarmaya başlıyordu. Sessizliğin içinde, anne soluyordu, ses yeniden
duyuldu:
“Yıllar
geçecek, yıllar; belki her saat, her saniye amaç olacak; bütün bu sancılar
yalnızca hep acı çekmeme yarayacak.”
No comments:
Post a Comment