Pervasızlık,
hukuk tanımazlık, mezhepçilik aldı başını gidiyor. Beğenmediği yüksek yargı
seçimlerini yok sayacağını açıkça ilan eden bir zihniyet, Türkiye’nin tüm
demokratik sistemini kilitledi. Baskı, korkutma, New York sokaklarında bile
yansıyan muhalifleri şiddet kullanarak susturma geleneği hâkim oldu.
Daha
vahimi, Sünnilik uğruna girişilen kirli ve karanlık ilişkiler…
Buna
bir de Kobane eklendi. Türkiye hükümeti, İŞİD çetelerine doğrudan ve dolaylı
destek sunarak oradaki Kürt varlığını yok etmeye çalışıyor. Kobane’de yapılmak
istenen 1915’te İttihat ve Terakki’nin Ermenilere, 1990’larda Sırpların
Müslümanlara yaptığından farksızdır. Bölge Sünni-Araplara emanet edilip uzun
vadeli bir Müslüman Kardeşler hakimiyeti sağlanmak isteniyor.
Ankara’nın
bakışı, öncelikle Kürt belasından kurtulalım, İŞİD’e sonra bakarız şeklinin de
ötesinde.
İstanbul
Üniversitesi’nde İŞİD’i protesto eden sol gruplara polisin gözü önünde eli
sopalı, yüzü maskeli grupların saldırması bunun en açık göstergesi. 12 Eylül
öncesi dönemden tecrübeyle sabittir. Bu tip saldırılar, hükümetin açık izni
olmadan gerçekleştirilemez. Üniversitede yaşananlar, aslında Ankara’nın
politikasının dışavurumundan başka bir şey değildir.
Türkiye
medyasının görmezden geldiği gerçekleri, Batı basını her gün yazıyor. İngiliz
Daily Mail gazetesi, sınırdaki askerlerin Kürtlere muamelesine yönelik iç
acıtıcı fotoğraflar yayınladı. Ardından Kürt haber ajansları, Türkiye’den
İŞİD’e trenle yeni askeri malzemeler gittiği iddiasını dile getirdi.
Ankara
bütün bu iddialara, haberlere ‘‘alçakça yalan, iftira’’ demenin ötesine
geçmiyor. Ama bütün bunlar olurken Batı başkentleri ve kamuoyunda Türkiye,
fanatik dincilerle işbirliği yapıyor, PKK ve Kürtler savaşıyor imajı
güçleniyor.
Kobane’deki
çatışmanın sonucu ne olursa olsun, Kürtlerin ve PKK’nin Batı’daki imajının
ciddi bir şekilde değişeceği kesin.
Ankara,
başta bölge halkı olmak üzere PKK’daki büyük öfkeyi, hayal kırıklığını bir
türlü anlamıyor, anlamak istemiyor. İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın bu konuda
söyledikleri bunun göstergesi:
"Bizim
açıklamalarımızla yola devam ediyoruz. Bu sürede çok fazla provokasyon
olacağını bilerek bu işleri yapıyoruz. Halkımız bu sürece destek veriyor.
Oradaki asayiş problemlerini de halledeceğiz. Halkın desteği önünde kimse
duramaz. Bize oy vermeyenler de bize destek veriyor.”
Sınırın
hemen ötesinde akrabaları Ankara’nın açık veya örtülü desteğiyle imha edilmek
istenen bir halk, hiçbir şeye destek vermez. Neye, nasıl destek verdiği her gün
binlerin Kobane’ye geri gitmesinden açıkça görülüyor. Kendi topraklarından
sökülüp atılmak istenilen bir halk, var gücüyle gözü dönmüş dinci teröristlere
direniyor.
Böyle
bir tabloda, ne barış ne de müzakere olmayacağını, toplumun bir arada yaşama
imkânını giderek azalttıklarını görmezden geliyorlar. Kürtlerin Barzani de
dahil olmak üzere AKP ve sözlerine güvenmesi artık neredeyse imkansızdır.
Benzer
bir tepkinin yakında, Sünni Anadolu’nun kurallarıyla yaşamak istemeyen Ege’den
de güçlenerek yükseleceğinden emin olabilirsiniz. AKP büyük bir başarıyla
toplumun dikişlerini attırıyor.
Ergun Babahan
No comments:
Post a Comment