New York
sonbaharı gelmiş. Hava oldukça serin, Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’na
dünyanın her tarafından gelen insanlar biraz şaşkın. Belli ki koşturup
kendilerine bir yerlerden birer kazak almışlar. Esprileri, ‘Eee iklim işte’den
öteye geçemese de önümüzdeki yıllarda iklimin insanoğluna neler edeceğini az
çok herkes biliyor.
Ülkeler
buradan bir anlaşmaya vararak mı döner yoksa dünya kendi başının çaresine bakar
ve bildiğini okur da yine fırtınalarla, sellerle, depremlerle bizi başbaşa mı
bırakır göreceğiz.
Berhan Şimşek
misali
Fotoğraflar: DHA
Bir yandan da
Social Good Summit var şehirde. Konferansın ana başlığı #2030NOW. Yani Hedef
2023’ten ileriye gidilmiş.
Ne
konuşulursa konuşulsun konuyu illa ki 1980 İhtilali’ne getiren Berhan Şimşek
misali bu konferansta da ne konuşulursa konuşulsun konular bir yerinden
muhakkak Gazze’ye, İsrail’in bitmek bilmez şiddetine, iklime ve elbette
mültecilere geliyor.
Üç yılda yedi
milyon ‘yeni evsiz’
BM Mülteciler
Yüksek Komiseri António Guterres konuklardan biri. 2011’de de burada konuşmuş,
yine yaptığı konuşmada mültecilerden, yine bunun uluslararası bir kriz
olduğundan bahsetmiş. Bu kez başka bir şey diyebilecek mi? Elbette diyecek.
Zira 2011’de
43 milyon insanın evi yok, insani yardım örgütleri ayağa kalkmalı diyerek
gittiği toplantıya bu kez “50 milyon insanın evi yok, insani yardım örgütleri
ayağa kalkmalı” diyerek giriyor. Guterres kendisini dinleyenlere istediği
rakamı versin, o da dinleyiciler de şunu biliyor: Bu rakamlar düşmeyecek!
Sınırları
açın
Ege’den bir kare…
Dünya
ülkelerini tüm sınırlarını açmaya çağıran Guterres, evlerini terk eden
insanları hükümetlerin kabul etmesi gerektiğini, bunun bir onur meselesi
olduğunu, farklılıkların sorun yerine zenginlik getireceğini vurguluyor.
Malta’dan
gelmiş New York’a, anlatıyor: “Orada teknelerle Avrupa’ya kişi başına dört bin
dolara ulaşmaya çalışan insanlarla beraberdim. Bu inanılmaz bir para! Ve bu
insanların tek derdi aslında çıktıkları yere dönmek, evlerine ulaşmak!”
Ulaşıyorlar
mı? Elbette hayır. Denizde boğulan binlerce insanı anlatıyor Guterres. Dünyada
her gün 30 bin kişi yerinden yurdundan olurken, tüm bu trafik bir başka suç
çukurunu kazıyor. Evinden olan insanlar arasında her türlü şiddete uğrayan
kadınlar ve çocuklar.
Yüzde 86’sı
gelişmekte olan ülke vatandaşı
Türkiye sınırı Suriyeli mültecilere açılmadan hemen önce… Fotoğraf: DHA
Komiser
Guterres Suriye’den, Lübnan’dan kaçanları anlatıyor. Şu anda Lübnan’daki
okullarda Lübnanlı’dan çok Suriyeli gençlerin okuduğunu, herkesin başka bir
ülkeye kaçtığını anlatıyor. Geçen seneye kıyasla okullar Suriyeli çocuklarla
dolmuş durumda.
Guterres,
dünyada sorun yaşayan ülke liderlerinin kendi insanına karşı bu kadar acımasız
olmasına ise akıl sır erdiremediğini söylüyor.
Yine bir
rakam var elinde: “Dünyadaki mültecilerin yüzde 86’sı gelişmekte olan ülkelerin
vatandaşları! Düşünsenize, bu kadar mülteci demek, ülkenize farklı kültürlerden
renklerden insanın gelmesi demek, bu bir zenginliktir.”
Bir tweet’ten öteye geçer mi?
Türkiye-Suriye sınırında çatışma… Fotoğraf: Reuters
Bu kadar
bilgi, bu kadar havalı laf, konuşmayı dinlemeye gelen herkesin önünde
laptopları açık ya da akıllı telefonlar, kulaklar Guterres’te lakin bütün
bunlar bir tweetten ve bir hashtagden öteye geçer mi? İnsan inanmak istiyor.
Guterres’in
konuşmasında ısrarla vurguladığı tolerans konusu ve evlerinden olan insanlara
hoşgörüyle bakılmasının insani bir görev olduğunu anlattığı günün ertesinde
Türkiye sınırından gelen görüntüler bu konuşmaların, temennilerin bizim oralara
zor ulaşacağını gösteriyor.
Türkiye uzun
zamandır tolerans kelimesini unutmuş, hatırlayacak gibi de durmuyor.
22/09/2014
23:24
ELİF KEY
No comments:
Post a Comment