Yönetmen:
Antoine Fuqua
Senaryo:
Richard Wenk, Michael Sloan
Görüntü:
Mauro Fiore
Müzik:
Harry Gregson-Williams
Oyuncular:
Denzel Washington, Morton Csokas, Chloe Grace Moretz, David Harbour, Bill
Pullman, Melissa Leo, David Meunier, Haley Bennett/ Columbia filmi.
Amerikan
tarzı dev bir inşaat şirketinde bir tür müdür olarak çalışan ve hemen herşeyi
denetimi altında tutan McCall, sürekli çevresindekilere yardım etmeye çalışan
bir iyilik meleği gibidir:
Güvenlik
bölümüne girmeye uğraşan şişman bir işçiyi zayıflamaya teşvik eder, onun
ailesinin haracını yiyen iki kokuşmuş polise derslerini verir, devamlı gittiği
barın müdavimlerinden sokak fahişesi Teri’yi hayatına yeni bir yol vermeye
çağırır.
Mc
Call’un hayatını ancak parça parça öğreniriz. Yemek masasında bile kitap
okuması, yitirdiği eşiyle vaktiyle yaptıkları bir anlaşmaya dayanmaktadır:
mutlaka okunması gereken 100 kitabı okuyup bitirmek!.. Biz onu İhtiyar Adam ve
Deniz’i okurken tanırız: 91. kitaba gelmiştir. Sonra Don Kişot’la devam
edecektir!..
Film
ilk başlarda iç burucu bir dostluğun öyküsü gibidir: işkolik ve yardımsever
McCall, kendisini içine hapsettiği tüm yalnızlığı içinde, Teri’yi tutsak alan
korkunç Rus mafyasına karşı kadını korumaya kalkışır. Mafya ve hepsi boğazına
kadar dövmelerle kaplı adamları öylesine zalim ve ürkünçtürler ki, bu tümüyle
bir intihar gibi gözükür.
Ancak
adamın geçmişinden gelen müthiş marifetleri vardır ve sırasında bir ölüm
makinasına dönüşebilmektedir!.. Böylece New York fonu önünde bir ölüm-kalım
savaşı başlar.
Film
şu deyişle açılır: “Herkesin hayatında en önemli iki gün vardır: doğduğumuz ve
bunun nedenini anladığımız iki gün!”. Doğrusu gerek bu deyiş, gerekse bunu
izleyen o son derece şiirsel ilk 15-20 dakika, bize gerçekten de sıradışı bir
büyük kent macerası izleyeceğimiz umudunu verir.
Ama
bu umut doğrulanmaz. Çünkü bu uslu-akıllı, düşünen bir kara-film değil,
1985’lerin ilgi görmüş bir TV dizisinden uyarlanan çılgın bir aksiyon
filmidir!..
Gerçi
aksiyon yanı iyi yürür. Denzel Washington hala zindedir, işi götürür. Mafya
elemanları, başta vurucu güç Teddy ve onu oynayan Martin Csokas, yeterince
ürkünçtür. Ve aslında film sadece oyalanmak için yeterli fırsatı verir.
Ama
bu aşırı şiddet gösterisi ve tüm Rusları kötü gösteren koyu ırkçılık da kolay
kolay yenilip yutulmaz. Ve oyalansak da, ağzımızda kekremsi bir tad bırakır.
Atilla Dorsay
No comments:
Post a Comment