Godot’yu
Beklerken adlı oyunu ve çok özel romanlarıyla tanınan İrlandalı yazar Samuel
Beckett, edebiyat hayatı boyunca bir kez de senaristliği denedi. 1963’te Grove
Press, Samuel Beckett’tan Film adındaki bir film için senaryo yazmasını istedi
ve Beckett da senaryonun ilk taslağını dört gün içinde hazırlayıp teslim etti;
sonrasında da başka bir taslak daha tamamlayıp yeniden gönderdi. 1969’da
yaptığı açıklamada Film’in yönetmeni Alan Schneider, senaryo ve Beckett’le
çalışmakla ilgili şöyle konuştu:
“Senaryo
1963’ün ilkbaharında geldi ve tamamen anlaşılmaz olduğu bölümler dışında
oldukça şaşırtıcı altı sayfalık bir taslaktan oluşuyordu. Samuel’in gayri resmi
tonuyla yazılmış ekler de içeriyordu: açıklayıcı notlar, felsefi ilaveler,
mütevazı çekim önerileri, elle çizilmiş bir dizi şema…
Bunu
bir yıllık bir hazırlık aşaması takip etti. Bu süre boyunca hiçbir diyalogun
olmadığı (karakterlerden birinin ‘Şşş’ diye fısıldaması dışında) senaryoyu
tekrar tekrar okuduk, Sam’e yüzlerce soru sorduk –çoğu zaman postayla, bir kere de
Montparnasse’daki dairesinde bizzat görüşerek– ve bu kışkırtıcı altı sayfanın
görsel açıdan gerektirdiklerini kafamızda canlandırmaya çalıştık. Nihayetinde
Beckett’in her yeni çalışmasının ortak paydası olan gizemler ve soru işaretleri
büyüleyici bir netlikle çözüldü ve karşımızda belirdi.”
Sıra
oyuncu kadrosunu belirlemeye geldiğinde Beckett, Charlie Chaplin konusunda
ısrar etti ama bu teklif Chaplin tarafından reddedildi. Böylece Beckett ve
Schneider de sessiz film döneminin bir başka ikonu olan Buster Keaton’a
yöneldi. Araştırmacılar ve eleştirmenler, 1965’te tamamlanan bu on yedi
dakikalık filmi o zamandan beri yorumlamaya çalışıyor. The New Yorker, yazara
bu filmi “sokaktaki insan”ın anlayabileceği şekilde açıklamasını istediğindeyse
Becett’ın yanıtı şöyle oldu
“Film
gözlemlemekte olan bir göz hakkında; aynı adamın iki ayrı parçası olan
algılanan ve algılayan hakkında. Algılayan, çıldırmışçasına algılamak istiyor
ve algılanan da umutsuzca kaçmaya çalışıyor. Sonunda da biri kazanıyor.”
No comments:
Post a Comment