“Ya
denizde boğulacağız, ya bu yoldan geçeceğiz. Bu yolları açın bize. Çocuklar
boğulmasın diyorsunuz. O zaman açın bu yolları.”
Eşini
savaşta kaybetmiş, üç çocuklu Visam, Edirne’ye girişte durduruldukları otobanın
kıyısında bunu söylüyor.
Çoğunluğu
Suriyeli olan göçmenlerin varmak istediği son durak ise Edirne ne Yunanistan.
Onlar
Avrupa’nın içlerine gitmek istiyor.
Hava
karanlık, yaz günlerinin sıcaklığı yok.
Bir
sivil toplum kuruluşu çorba dağıtmak için buraya gelmiş.
Battaniye
ve bebek maması gibi ihtiyaçların da gecenin ilerleyen saatlerinde buraya
ulaşacağını söylüyorlar.
Yaklaşık
bin kişinin yığıldığı bu otobanın etrafı jandarmayla çevrili.
Hafif
tepelik alanda ara ara çadırlar kurulmuş göçmenler tarafında. Çoğunluğu ise
çocuklu aileler ve gençler oluşturuyor.
İstanbul’dan
sabah erken saatlerde yola çıkan göçmenler Edirne’ye girişlerine izin
verilmediği için kentin girişinde durdurulmuş, buradan kara yoluyla
Yunanistan’a gitmeleri bu noktadan engellenmişti.
Bir
kısmı bu yolculuğu yapmak için Suriye-Türkiye sınırını yeni geçip gelmiş. Bir
kısmı ise bir süredir İstanbul’da yaşıyor.
“İnsan
bir kez ölür, biz günde 100 kere ölüyoruz”
Visam
ise üç çocuğuyla bir seneden fazla zamandır İstanbul’da, Sultançiftliği’nde
oturmuş. Bir tekstil atölyesinde 700 liraya çalışmış. 500 lira kira veriyor.
“Bunun bir de faturası, yemeği var” diyor.
500
liraya oturduğu ev, bodrum katı. “Hep rutubet” diyor.
Neden
Türkiye’den ayrılmak istediğini sorduğumda, “Burada okul yok. Hastaneler bir
süre çok iyi baktı. Ama artık bakmıyorlar. İnsan bir kez ölür, biz günde 100
kere ölüyoruz. Bıktık” diyor.
Çocuklarının
eğitim alamamasını birkaç kez tekrarlıyor kısacık konuşmamızda: “Bak çocuklarım
görüyor Türklerin çocuklarını, anne bak okula gidiyorlar, anne bak bisiklete
biniyorlar, diye gösteriyorlar. Hem bizi çok sevmiyor Türklerin bir kısmı.
Başımıza bela geldiniz diyorlar. Biz insanız” diyor.
Burada
bir araya gelmiş insanlar arasında bir dayanışma göze çarpıyor. Visam da “Bak
bu insanlar tek yürek, tek istekleri var Avrupa’ya geçmek” diye özetliyor bu
dayanışmanın nedenini.
Yaz
boyunca 2 bin 500 göçmen denizde hayatını kaybetti
Yunanistan’ın
sınır kapılarından geçiş için izin vermediğini bilip bilmediğini soruyorum.
Gözleri
dolu dolu dolu yanıtlıyor sorumu: “İnşallah açarlar. Bizim başka yolumuz yok.
Ne yapalım burada yaşarız. Böyle böyle yaşanmıyor, her gün ölüyoruz. Halep’te
öldük. Burada ölüyoruz” diyor.
Suriyeliler
Türkiye üzerinden başka ülkelere geçmek için ilk kez bu kadar büyük gruplar
halinde kara yolunu deniyor.
Bu
yaz Ege sahilleri Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenlerin batan şişme botlarının
ve Kobanili Alan bebeğin fotoğrafıyla simgeleşen ölümlerin adresi oldu.
Karayolunu
kullanarak geçmek isteyen göçmenler de işte bunu hatırlatıyor sık sık. Onlar
için deniz yolu “boğulmakla” eşdeğer.
Datça
açıklarında daha yeni 22 göçmenin boğularak hayatını kaybettiği göz önüne
alınınca böyle düşünmekte haklılar.
Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin geçen ayın sonunda yaptığı
açıklamaya göre 200 bin göçmenin Yunanistan’a ulaştığını, 2 bin 500 göçmenin
ise hayatını kaybettiğini açıkladı.
Edirne
Valisi: “Gitmezlerse zor kullanıp göndereceğiz”
Edirne
Valisi Dursun Ali Şahin ise bugün bir televizyon yayınında yaptığı açıklamada,
bugüne kadar şehre gelen 4 bin kişiyi geri gönderdiklerini, bu kişilerin
kamplara gitmesi gerektiğini söylüyor.
Gitmemeleri
halinde ise “Bekleyeceğiz, daha da olmazsa zor kullanacağız. Karşı koyarlarsa
biz de zor kullanıp, arabalara koyup göndereceğiz” dedi.
Valinin
verdiği bilgiye göre Edirne merkezde üç ayrı grup halinde bin 500 kişi
bulunuyor.
Avrupa’da
ise göçmenlerin sınırları geçmesi için alınan önlemler her geçen gün
sıkılaştırılıyor. Macaristan Sırbistan sınırının ardından Romanya sınırına da
dikenli tel çekeceğini açıkladı.
Bunun
yanında Sırbistan sınırında olağanüstü hal ilan etti.
Brüksel'de
dün bir araya gelen AB İçişleri Bakanları, Avrupa Komisyonu'nun 120 bin ilave
mültecinin zorunlu kotalarla üye ülkeler arasında dağıtılması önerisi üzerinde
uzlaşma sağlayamadı.
Macaristan'ın
yanı sıra Çek Cumhuriyeti ve Slovakya'nın da kotalara karşı çıkan ülkeler
arasında olduğu belirtiliyor.
Rengin Arslan
BBC Türkçe, Edirne
No comments:
Post a Comment