Osmanlı, devrimci ve sosyalist fikirlerle, daha çok Ermeni siyasal partileri yoluyla tanışmıştır. Ermeni Hınçak ve Taşnaksutyun partileri Avrupa’daki fikir ve siyasal hareketlerin yakın takipçileridir.
Ermeniler üzerine biraz araştırma yapınca, Osmanlı Ermeni milletinde ciddi bir entelektüel kesimin olduğu görülür. Edebiyatta, sanatta, tıpta, siyasette dönemine göre gelişmiş, yabancı dillere vakıf, uluslararası matbuatı bilen, çeviriler yapan yetkin bir aydınlar kitlesine sahip olan Ermeni milletinin, bu gelişmişliğin paralelinde basın-yayın organlarına ve okuyucu kitlesine de sahiptir.
Bu
konuda Zakarya Mildanoğlu’nun Aras Yayınları tarafından 2014 yılında yayınlanan
“Ermenice Süreli Yayınlar 1794-2000” adlı kitabı çok iyi bir belgesel
kaynaktır. İlk Ermenice gazete Aztarar’ın yayım tarihi olan 1794 yılından
2000’lere dek yayımlanan 3.650’ye yakın Ermenice süreli yayını bir araya
getiren bu kaynak kitap, Mildanoğlu’nun 30 yıllık emeğinin ürünüdür. Kitap,
Murat Bardakçı tarafından 29 Kasım 2014 tarihinde televizyonda tanıtılmıştır.
1900’lü
yıllarda taşradaki bazı vilayetlerde birden fazla Ermenice günlük gazete
yayınlanıyor.
Sonra!
Sonrası
varın bu ülkenin ne kadar kültürel ve entelektüel sığlığa mahkûm edildiğini siz
hesap edin!
“Yoldaş
Pançuni” kitabına bir dizi karikatür çizen Aleksandr Saruhan, kitabın ana
konusu için şöyle diyor: “Yoldaş Pançuni, doğru ilke ve tasarıların bile,
demagog, hayalperest ve sorumsuz okumuş cahiller tarafından, mevcut şartlar
dikkate alınmadan uygulandıklarında nasıl yıkıcı olabileceklerini göstermekte.”
Saruhan’ın
karikatürleri öyle canlı, öyle güçlü çizgilere sahip ki, kitaptan yazıları
çıkarın, karikatür sayfalarını kitap gibi okuyabilirsiniz. Öneririm, her bir
karikatürü ‘okuyun’. Suratlardaki derin anlamları o çizgilerde görebilirsiniz.
Detaylara önem verilmiş. Kişilerin elbiselerinden mekânların şekillerine ve
kullanılan eşyaların yapısına değin, çok güçlü ifadeler var. Dönemin giysileri,
köylüleri, köy evleri, elbiselerdeki yamalar öyle güzel çizilmiş ki, bir
toplumsal hayatı betimleyecek düzeydeler.
Peki,
kim bu grafik sanatçısı, yazar ve güçlü karikatürist Aleksandr Saruhan?
1898
yılında Ardanuç’ta doğmuş!
Hani
şu Artvin’in Ardanuç’u.
1977’de
de Kahire’de ölmüş.
Kitabın
yazarı Odyan’da 1869 yılında İstanbul’da doğuyor, ama 1926 yılında Mısır
Kahire’de ölüyor.
Bu
mekânsal farklılıklar bir rastlantı değil.
Neden
böyle?
Çünkü
bu, bir halkın kırım ve sürgün yolculuğunun sonucudur; tarihin o acımasız
sapaklarıdır bu halkın çocuklarının bir ülkede doğup da, bir başka ülkede
ölmesi!
Yervant
Odyan, sosyalist fikirlerin 1900’ün başlarında, Osmanlı kır hayatında neler
ifade ettiğini, daha doğrusu etmediğini o günlerde görmüş ve bu uzak
görüşlülüğünü de mizahi olarak anlatmıştır. Yani Odyan’ı değerli kılan da bu
körlüğü yaşamayıp tersine, gerçeğin bir yanını, acı da olsa bize
gösterebilmesidir. Malatya taraflarında 20 hanelik bir Ermeni köyü olan Dzabılvar’da
sosyalist çalışma yapmanın absürtlüğü, romandaki ana temayı oluşturur. Eseri güçlü kılan edebi değer ise, müthiş bir
ironi ve taşlamadan oluşmasıdır.
Osmanlı,
devrimci ve sosyalist fikirlerle, daha çok Ermeni siyasal partileri yoluyla
tanışmıştır. Ermeni Hınçak ve Taşnaksutyun partileri Avrupa’daki fikir ve
siyasal hareketlerin yakın takipçileridir. Dönemin Osmanlı ve özellikle Çarlık
Rusya’sı Ermeni aydınlarının (Çarlık Rusyası, Osmanlı entelijansiyasının
beslendiği ana damarlardan biridir) yeni literatürlerle tanışmalarında eğitim,
dil, matbuat ve dolaşım avantajlarının payı da büyüktür. Öyle ki, Ermeni
aydınları, Jöntürkleri ve hatta İttihatçıları bile etkilemişlerdir. Ancak
İttihatçılar bu etkilenmeleri, hançerlerinin bileyi taşı olarak kullandılar.
Sonra o hançerlerle Ermenileri ve Rumları boğazladılar!
Yervant
Odyan, bu Ermeni aydınlardan biridir. Ancak muhafazakâr bir yapısı olduğu,
eserinden de bellidir. İyi bir gözlemcidir. Öyle ki, kitabında Dzabılvar’a
komşu olan Kürt köyü Komraş ve köyün baş eşkıyası Haso üzerinden, dönemin
Kürt-Ermeni ilişkilerine dair aydınlatıcı tespitlerde (iğnemelerde) bulunur.
Pançuni ile Haso ilişkisine güleriz, ama Ermeni siyasi partileriyle Kürtler ve
özellikle Hamidiye Alayları arasında neler yaşandığını tam bilemesek bile,
Ermeni köylülerinin Hasolar tarafından yoğun bir zor alım sürecine tabi
tutulduğunu biliyoruz. Bu konuda Abdülhamit’in 1896 yılında Van’a müfettiş
olarak gönderdiği “Saadettin Paşa’nın Anıları” kitabı (Sami Önal’ın derlemesi,
İnkilap Yayınları), iyi bir kaynaktır.
Abdülhamit’in
Paşası, devletin Van’daki jandarması için katiller, soyguncular, alçaklar, kan
emiciler diyor. Kimi Kürtlerin Ermeni köylerini basarak malını gasp
ettiklerinden ve bazen de kadınlara tecavüz ettiklerinden söz ediyor. Devletin
görevli bir paşası olarak Ermeni köylerine giderek onlara tembihnamelerde
bulunduğundan, onların kulaklarını çektiğinden söz ederek tipik bir bürokrat
davranışı sergiliyor. Paşa’nın anıları bir hayli samimi havada kaleme alınmış.
Bu anılar (1896) ile Odyan’ın (1910) kitabında örtüşen yanlar var.
Ermeni
aydınlarının başına gelenler, Odyan’ın da başına gelir. Ancak diğer Ermeni
aydınların çok büyük bir kesimi katledilmiştir! 1915 yılında tutuklanıp Suriye
içlerine, halkının da ölüme yollandığı Der Zor çöllerine sürülür. Odyan, sağ
kurtulan bir kısım Ermenilerden biridir. 1918’de İstanbul’a gelir. 1922’de
Bükreş’e gider. 1924 yılında Lübnan’a, oradan da Mısır’a geçen Odyan, 1926
yılında Kahire’de ölür.
1878,
1896, 1908, 1909 tarihleri, Osmanlı
Ermenilerinin ‘kaderindeki’ önemli noktalarıdır. Ancak1915, öyle bir dönüm
noktasıdır ki, büyük felaketin, tehcirin, soykırımın, adına ne derseniz deyin
otokton bir halkın yok edilişinin tarihidir.
1918, savaşın sonu ve İttihatçıların kaçışı, İstanbul’un ‘günah çıkarma’ dönemidir
1922, İttihatçı etkinliğindeki Ankara Hükümeti’nin kesin başarısının ve İstanbul üzerindeki belirleyiciliğinin tarihidir. Ve azınlıkların tasfiyesinin Cumhuriyet’le birlikte devam etmesinin tarihi…
1918, savaşın sonu ve İttihatçıların kaçışı, İstanbul’un ‘günah çıkarma’ dönemidir
1922, İttihatçı etkinliğindeki Ankara Hükümeti’nin kesin başarısının ve İstanbul üzerindeki belirleyiciliğinin tarihidir. Ve azınlıkların tasfiyesinin Cumhuriyet’le birlikte devam etmesinin tarihi…
Odyan’ın
bu harika eseri 1970’ler Türkiyesinde yayınlanabilmiş olsaydı, dönemin siyasi
ortamına ve sol figürlerine büyük ihtimalle olumlu katkıları olurdu.
Ekleyelim
ki, Odyan’ın diğer eserleri SSCB’de yayınlanırken “Yoldaş Pançuni” eseri ancak
1989 yılında Sovyet Ermenistan’ında yayınlanabilmiş.
Kitabın
sonunda Mete Tunçay’ın çevirisiyle İletişim Yayınları tarafından 1992 yılında
yayınlanan Anaide Ter Minassian’ın “Ermeni Devrimci Hareketi’nde Milliyetçilik
ve Sosyalizm” çalışmasından derlenen kısa bir özet yer almakta. (HŞ/HK)
Pançuni
yazıları:
1- Yoldaş Pançuni
2- Pançuni'nin Yazarı ve Çizeri
3- Türkiye
Solunda Pançuniler1- Yoldaş Pançuni
2- Pançuni'nin Yazarı ve Çizeri
Hüseyin Şengül
İstanbul - BİA Haber Merkezi 27 Nisan 2015, Pazartesi
No comments:
Post a Comment