Ölümden
Beter Yaşamlar
Bir
şeyler üreten bütün insanların aslında bir derdi olduğu üzerine söylenmiş
onlarca beylik laftan bir tanesi ile başlayan yazı. hangisi olduğunu size
bırakıyorum. Fakat bu noktadan itibaren düşünülmesi gereken bir değer noktada
senden binlerce kilometre uzakta, hayatında gidip görmediğin, tadına
bakmadığın, deneyimlemediğin şeyler üzerine bir şeyler anlatan adamları da
nereye kadar anlayabileceğin kanımca. Kültür denilen şeyin tanımına dalıp
bambaşka yerlere de gidebiliriz, kültürü neler oluşturur, gün geçtikçe
globalleştirilen ve tekdüzeleştirilen dünyada bile sen belirli şeyleri nereye
kadar anlayabilirsin bir soru işareti olmaya devam ediyor. Hayatında düğüne
gitmemiş ve o halaya girmemiş bir Meksikalı halay üzerine anlatılmak istenilen
bir şeyi ne kadar anlar diye de tartışabiliriz. Bunun tam tersi, özellikle
yeraltı edebiyatı denilen ve belirli kesim tarafından pek sevilen bir türün, Amerika’nın
geniş otobanlarında çeşitli uyuşturucular deneyip yaşanmışları aktaran eserler
gerçekte ne kadar anlaşılabilir? Bunları okumak pekâlâ ufuk açar, katkı sağlar,
farklı gözle bakmanı kolaylaştırır tabii ki. biz şimdi anlam üzerinde
yoğunlaşalım.
Bizim
bir alt-kültürümüz var ise bu Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah ya da Neyzen Tevfik’tir
diye düşünenlerdeniz. Bizim bir yeraltı edebiyatımız var ise de İlker Aksoy
burada bir yer edinmeli ilk ve tek kitabı ölümden beter yaşamlar ile. Okuduğunuzda
anlatmak istediğini net olarak anlayabildiğiniz ve aslında gündelik yaşamda
görmezden geldiğiniz ya da unutmaya çalıştığınız birçok şeyi size tekrar
yaşatabilecek kadar çarpıcı bir anlatım tarzı var. Kendine has diyebileceğimiz
akışı da kitabın içeriğiyle oldukça uyumlu. bütün bunların yanında karakterlere
yaklaşımımı da oldukça objektif ve sizi yeterince düşünmeye sevk ediyor. Üzerine
sizi benzer sonuca ulaştırabilecek 3-4 paragraf daha yazabilirim fakat
vaktinizi almaya gerek yok – siz bu kitaba bir yerden ulaşın ve muhakkak
okuyun. Emin olun bir parçası da siz olacaksınız bu hikayenin.
”Ne
yapmamı istersiniz?
Komşularımı seveceğim, çocukları seveceğim,
ülkeme bayılacağım, yaşlıları karşıdan karşıya geçirip, otobüste görünce yer
vereceğim, hep gönüllü çalışacağım, paramı ihtiyacı olanlarla paylaşacağım,
özel mülkiyete, kapitalizme karşı çıkacağım, kesinlikle şiddete başvurmayacağım,
gerekirse canımı vereceğim ama cinayet işleyeceğim, etyemez olup, hayvan
haklarını, azıklıkları, kadınları savunacağım, doğayı koruyacağım, yok olan
ormanları, küresel ısınmayı, uzaydaki uydu çöplüğünü kendime dert edineceğim
Ve sonra birisi çıkıp madem uzaydaki uydulara
karşısın, öyleyse telefonla konuşma diyecek.
Oysa konuşuyor olacağım, çünkü herkes
konuşuyor olacak.
Ve benden gerçekte beklenen konuşmamam değil,
sadece çenemi kapatmam olacak.
Ölümden
Beter Yaşamlar
lker
Aksoy
Sel
Yayıncılık
2015,
325 sayfa
No comments:
Post a Comment