Thursday, 24 July 2014

Kolektif ruhla direniş sineması


Mezopotamya Sinema Atölyesi'nin (Yapım 13) Kürt sinemasına genç sinemacılar yetiştirmeyi amaçladığı ve bu amaçla başlattığı atölye çalışmalarının beşinci döneminde öğrencilere, sinemanın senaryo aşamasından çekimlerine, montajına kadar bütün aşamaları gösterilerek “Yaşıyor” adlı kısa film çekimiyle çalışmalar sonlandırdı.

Mezopotamya Sinema Atölyesi (Yapım 13) yeni dönem mezunlarını verdi. Kürt sinemasına genç sinemacılar yetiştirmeyi amaçlayan atölye, beşinci dönem mezunlarının çektiği “Yaşıyor” adlı kısa filmle çalışmalarını sonlandırdı. Altı ay süren ve kolektif çalışma tarzının uygulandığı atölye boyunca yirmiye yakın öğrenci çeşitli konularda dersler gördü. Bağımsız/Alternatif sinemanın tartışma platformuna dönüştüğü atölye çalışmaları süresince, sinemanın çeşitli alanlarında usta isimlerden dersler olan öğrenciler Zeki Demirkubuz, Ezel Akay, Pelin Esmer, Handan İpekçi, Haluk Ünal, Kazım Öz gibi yönetmenlerle de buluştu. Atölyeye ilişkin Yapım 13 çalışanı Zekeriya Aydoğan ve atölye öğrencilerinden görüş aldık.

Kolektif ruhla yapılan çalışmalar

Zekeriya Aydoğan, bu yıl beşincisini gerçekleştirdikleri atölyenin diğer yıllardan farklı olarak daha fazla sinema emekçisini programa kattıklarını ifade etti. Aydoğan, atölyede senaryo aşamasından çekimlere, çekimlerin ardından montajına kadar bütün aşamaları teorik ve pratik olarak gösterdiklerini belirtti. Çalışmaların kolektif bir ruhla yapıldığına dikkat çeken Aydoğan, aynı zamanda bireyin yetilerini de geliştiren bir yöntem izlediklerini kaydetti. Amaçlarının sadece öğrencilere sinema dersi vermek olmadığını söyleyen Aydoğan, “Bireyin en doğru anlatım ve üretim biçimine vakıf olması çabasındaydık. Aynı zamanda bireyin edindiği bilgileri metalaştırmadan ve kimlik meselesi haline getirmeden yapmaya çalıştık” dedi.

Direnişi anlatıyoruz

“Yaşıyor” adıyla senaryosunu yazdıkları ve çekimlerini yaptıkları kısa filmle atölye çalışmalarını sonlandırdıklarını sözlerine ekleyen Aydoğan, herkesin fikirlerini söylediği on derslik senaryo çalışmasının filmin niteliğine çok önemli katkı yaptığına değindi. Filmde sokak direnişinde oğlunu kaybeden bir annenin yaşadıklarının anlatıldığını vurgulayan Aydoğan, “Yaşıyor” adını verdiğimiz bu filmi Okmeydanı sokakları ve Feriköy Mezarlığı’nda çektik. Alışılageldiği gibi sadece annenin acısıyla anlatmadık. Biraz duygusuyla bütünleşerek anlatmak istedik. Anne oğlunun öldüğüne inanmıyor. Oğlunu evinin içinde yeniden yaratma durumu var. Anne üzerinden direnişin birçok boyutunu da göstermeye çalıştık. Gezi Direnişi’ne de göndermeler yaptık” diye konuştu.

Yolunuzu kendiniz bulmanız gerekiyor

Atölye öğrencilerinden Güleser Aktaş, üç ay boyunca teorik dersler aldıklarını ardından da senaryolar yazıp öğrendiklerini pratiğe geçirdiklerini ifade etti. ‘Çoğumuzun ilk kez eline aldığı ya da bu kadar yakından gördüğü ses cihazları, kamera ve ışıklarla ilk senaryolarımızı çekme pratiğini yaşadık’ diyen Aktaş devamla şunları kaydetti: “Öğretmen öğrenci ilişkisi tamamen arkadaşlık ilişkileriyle yol alıyor. Atölyede istediğiniz film hakkında istediğiniz yorumu yapabilirsiniz, burada herkes eşit. Atölyedeki hocalarımız yolu nasıl yürümeniz gerektiği gösteriyor; ama yolu sizin bulmanız gerekiyor. İşin içine girdikçe kafanız karışıyor, nereden nasıl başlayacağınızı bilemez duruma geliyorsunuz. Daha sonra her şey yerli yerine oturuyor.” Öğrencilerden Ali Polat da “Atölyede sinemanın kolektif bir ruhla ve dayanışma içinde çok daha iyi ve güzel oluşunu gördüm” dedi.

Önder Elaldı



No comments:

Post a Comment