Saturday, 19 July 2014

Andrei Tarkovsky ile Filmleri Üzerine

"Ruhun mükemmelliğini arzulayan hiçbir insan değerli değildir."

 1962
Ivanova Destyo

Nereden çıktı "İvan'ın Çocukluğu"?

TARKOVSKİ: ''Biraz tuhaf bir hikâyesi var bu filmin. Mosfilm stüdyoları filmin yapımına başka bir ekiple başlamıştı. Filmin yarısından fazlası bu ekiple çekildi, paranın yarısı harcandı ama sonuç öylesine kötüydü ki, yapımcı firma filmin çekimini durdurmak zorunda kaldı ve yeni bir yönetmen aramaya başladı. Önce isim yapmış yönetmenlere başvuruldu, sonra daha az tanınmışlara. Hepsi de bu yarım filmi devralmayı reddetti. Bana gelince VGIK Sinema Okulu'ndan yeni mezun olmuş, diploma filmim " Le Rouleau Compresseur et le Violon" u bitirmeye çalışıyordum. Öneriyi kabul etmeden önce birçok şart ileri sürdüm. Senaryoyu yeniden yazmak, bunun için de senaryonun esinlendiği Vladimir Bogolomov'un hikâyesini yeniden okumak istiyordum. Daha önce çekilen ve hepsi bir metreyi geçmeyen kısmın hiç çekilmemiş gibi kabul edilmesini ve her şeye sıfırdan başlamak için tüm oyuncularla, teknik ekibin değiştirilmesini istedim. Bana, " Tamam ama paranın da yarısını alacaksınız ." denildi. Ben de, "Eğer bana beyaz kart verirseniz yarım bütçeyle de çalışırım." diye cevap verdim ve film böylece çekildi.''

1962
Gelen tepkiler

TARKOVSKİ: "Film iyi karşılandı ama eleştiri düzeyinde tamamen anlaşılmaz olarak kaldı. Herkes, tarihi, hikâyeyi filmin karakterlerini yorumladı. Oysa ki söz konusu olan daha çok, genç bir yönetmenin ilk yapıtıydı. Yani tarih görüşümün değil, dünya görüşümün anlaşılabileceği şiirsel bir eserdi söz konusu olan. Mesela Sartre, filmi İtalyan solundan gelen eleştirilere karşı coşkuyla savundu, ama tamamen felsefi bir açıdan. Bu benim için geçerli bir savunma değildi. İdeolojik değil sanatsal bir savunma arıyordum. Bir filozof değil sanatçıyım. Ayrıca bu savunma tamamen gereksizdi. Filmi kendi öz felsefi değerleri ile yorumlamaya girişiyordu ve ben, sanatçı Andrei Tarkovski, bir kenara konmuştum. Sanki yalnızca Sartre'dan konuşuluyordu, sanatçıdan değil."

1966
Andrei Rublev

TARKOVSKİ: "Bir akşam Konçalovski ve diğer bir dostumla masa başında tartışıyorduk. Bu dostumuz, "Niçin Rublev üzerine bir film yapmıyoruz? Ben oyuncuyum, Roublev rolünü de pekâlâ oynayabilirim. Eski Rusya, ikonlar çok güzel bir konu olur." diye önerdi. İşin başında bu fikir bana gerçekleştirilemez, hatta berbat, benim dünyamdan çok uzak gibi göründü. Bununla birlikte ertesi gün filmi yapmaya karar vermiştim. Andrei Konçalovski ile çalışmaya başladık. Ne mutlu ki, Roublev'in yaşamı üzerine çok az şey biliyorduk. Bu, bize büyük bir eylem özgürlüğü tanıdı."









1972
Solaris

Bir bilimkurgu hikâyesine benzeyen tinsel bir macera.

TARKOVSKİ: "Daha çok bir insanın başına vicdanen gelmiş bir macera. Stanislav Lem'in romanından esinlenerek bu filmi yapmak istedim. Gerçek bir uzay yolculuğu yapmadan... Şüphesiz gerçek bir uzay yolculuğu yapmak daha ilginç olacaktı, Ama Lem aynı fikirde değildi."










1974
Zerkalo

TARKOVSKİ: "Bu film Rus seyircisi arasında birçok tartışmaya yol açtı. Bir gün filmin gösteriminden sonra, halka açık olarak düzenlenen tartışma iyice uzamıştı. Gece yarısından sonra salonu temizlemekle görevli temizlikçi kadın geldi ve artık salonu boşaltmamızı istedi. Filmi daha önce görmüştü ve tartışmanın niye bu kadar uzun sürdüğünü anlamıyordu. Bize, " Aslında her şey çok basit: Birisi hasta düşer ve ölümden korkmaya başlar. Birden başkalarına yaptığı kötülükleri hatırlar. Özür dilemek, kendini affettirmek ister." dedi. Bu basit kadın her şeyi anlamış, filmdeki pişmanlığı kavramıştı. Ruslar içinde bulundukları zamanı yaşarlar. Edebiyat da yalnızca bu zamanla yapılır ve basit insanlar bunu çok iyi anlar. "Ayna" bu anlamda biraz da Rusların öyküsüdür. Pişmanlıklarının öyküsü. Salondaki eleştirmenler filmden hiçbir şey anlamadıkları halde, ilköğrenimini bile bitirmemiş bu kadın bize kendi gerçeğini, Rus halkının pişmanlığı gerçeğini söylüyordu."

1979
Stalker

TARKOVSKİ: "Film, manevi değerleri için bir şövalye gibi savaşan bir insanı anlatıyor. Filmin kahramanı Stalker, edebiyatın "idealist" tipleri olarak bildiğimiz Don Kişot ya da Prens Mişkin ile aynı yörüngeye oturur. Ve idealist oldukları için gerçek hayattaki tüm savaşları kaybederler."













1983
Nostalghia

TARKOVSKİ: "Nostalji bütün bir duygudur. Diğer bir deyişle, kendi ülkemizde, yakınlarımızın yanında, mutlu bir aileye rağmen nostalji duyabiliriz. Çünkü ruhumuzun kısıtlandığını hisseder, onu istediğimiz gibi geliştiremeyeceğimizi anlarız. Nostalji, dünya önündeki bu güçsüzlüktür. Maneviyatını başkalarına iletememenin acısıdır. "Nostalghia"nın kahramanını hasta düşüren illet, dost edinememenin, insanlarla iletişim kuramamanın acısıdır. Bu karakter, maneviyatın özgürce yaşanabilmesi için "sınırların kaldırılması gerektiğini" söyler. Daha genel olarak modern yaşama uyum sağlayamamış karakteri yüzünden acı çeker. Dünyanın sefaleti karşısında mutlu olamaz. Bu toplumsal sefaleti üzerine alır, ama aynı zamanda dünya ile arasına bir mesafe koyarak yaşamak ister. Onun sorunu tamamen merhametinden gelir. Bu merhamet duygusunun canlı örneği olmayı başaramaz. Diğer insanlarla birlikte acı çekmek ister, ama bunu da tam anlamıyla başaramaz."

1986
Offret

İsviçre'de çekilen son filminde evinden uzak oluşunu, bunun son filmi olduğu, ölümü artık hissetmeye başladığını seyirciye de gösteriyor Tarkovski.
Yaşadığı umut ve umutsuzluğu, varoluşçuluk düşüncelerini, Tanrı özlemini bu kez de göl kenarında yaşayan küçük bir aile üzerinden tarzını ve eleştirilerini biraz değiştirerek vurguluyor. Ve miras bırakılabilecek en güzel şeyi, son filmini, oğluna bırakırken artık çok fazla sözü olmayan bir baba olarak köşesine çekiliyor.











Kaynakça
http://www.thymos.com.tr/Tarkovsk.html
http://www.sinematopya.com/2013/05/sinemanin-sairi-andrey-tarkovski-bolum-iii.html

No comments:

Post a Comment