"Ruhun
mükemmelliğini arzulayan hiçbir insan değerli değildir."
1962
Ivanova Destyo
Nereden
çıktı "İvan'ın Çocukluğu"?
TARKOVSKİ:
''Biraz tuhaf bir hikâyesi var bu filmin. Mosfilm stüdyoları filmin yapımına
başka bir ekiple başlamıştı. Filmin yarısından fazlası bu ekiple çekildi,
paranın yarısı harcandı ama sonuç öylesine kötüydü ki, yapımcı firma filmin
çekimini durdurmak zorunda kaldı ve yeni bir yönetmen aramaya başladı. Önce
isim yapmış yönetmenlere başvuruldu, sonra daha az tanınmışlara. Hepsi de bu
yarım filmi devralmayı reddetti. Bana gelince VGIK Sinema Okulu'ndan yeni mezun
olmuş, diploma filmim " Le Rouleau Compresseur et le Violon" u
bitirmeye çalışıyordum. Öneriyi kabul etmeden önce birçok şart ileri sürdüm.
Senaryoyu yeniden yazmak, bunun için de senaryonun esinlendiği Vladimir
Bogolomov'un hikâyesini yeniden okumak istiyordum. Daha önce çekilen ve hepsi
bir metreyi geçmeyen kısmın hiç çekilmemiş gibi kabul edilmesini ve her şeye
sıfırdan başlamak için tüm oyuncularla, teknik ekibin değiştirilmesini istedim.
Bana, " Tamam ama paranın da yarısını alacaksınız ." denildi. Ben de,
"Eğer bana beyaz kart verirseniz yarım bütçeyle de çalışırım." diye
cevap verdim ve film böylece çekildi.''
1962
Gelen tepkiler
TARKOVSKİ:
"Film iyi karşılandı ama eleştiri düzeyinde tamamen anlaşılmaz olarak
kaldı. Herkes, tarihi, hikâyeyi filmin karakterlerini yorumladı. Oysa ki söz
konusu olan daha çok, genç bir yönetmenin ilk yapıtıydı. Yani tarih görüşümün
değil, dünya görüşümün anlaşılabileceği şiirsel bir eserdi söz konusu olan.
Mesela Sartre, filmi İtalyan solundan gelen eleştirilere karşı coşkuyla
savundu, ama tamamen felsefi bir açıdan. Bu benim için geçerli bir savunma
değildi. İdeolojik değil sanatsal bir savunma arıyordum. Bir filozof değil
sanatçıyım. Ayrıca bu savunma tamamen gereksizdi. Filmi kendi öz felsefi
değerleri ile yorumlamaya girişiyordu ve ben, sanatçı Andrei Tarkovski, bir
kenara konmuştum. Sanki yalnızca Sartre'dan konuşuluyordu, sanatçıdan
değil."
1966
Andrei Rublev
TARKOVSKİ:
"Bir akşam Konçalovski ve diğer bir dostumla masa başında tartışıyorduk.
Bu dostumuz, "Niçin Rublev üzerine bir film yapmıyoruz? Ben oyuncuyum,
Roublev rolünü de pekâlâ oynayabilirim. Eski Rusya, ikonlar çok güzel bir konu
olur." diye önerdi. İşin başında bu fikir bana gerçekleştirilemez, hatta
berbat, benim dünyamdan çok uzak gibi göründü. Bununla birlikte ertesi gün
filmi yapmaya karar vermiştim. Andrei Konçalovski ile çalışmaya başladık. Ne
mutlu ki, Roublev'in yaşamı üzerine çok az şey biliyorduk. Bu, bize büyük bir
eylem özgürlüğü tanıdı."
1972
Solaris
Bir bilimkurgu hikâyesine benzeyen
tinsel bir macera.
TARKOVSKİ:
"Daha çok bir insanın başına vicdanen gelmiş bir macera. Stanislav Lem'in
romanından esinlenerek bu filmi yapmak istedim. Gerçek bir uzay yolculuğu
yapmadan... Şüphesiz gerçek bir uzay yolculuğu yapmak daha ilginç olacaktı, Ama
Lem aynı fikirde değildi."
1974
Zerkalo
TARKOVSKİ:
"Bu film Rus seyircisi arasında birçok tartışmaya yol açtı. Bir gün filmin
gösteriminden sonra, halka açık olarak düzenlenen tartışma iyice uzamıştı. Gece
yarısından sonra salonu temizlemekle görevli temizlikçi kadın geldi ve artık
salonu boşaltmamızı istedi. Filmi daha önce görmüştü ve tartışmanın niye bu
kadar uzun sürdüğünü anlamıyordu. Bize, " Aslında her şey çok basit:
Birisi hasta düşer ve ölümden korkmaya başlar. Birden başkalarına yaptığı
kötülükleri hatırlar. Özür dilemek, kendini affettirmek ister." dedi. Bu
basit kadın her şeyi anlamış, filmdeki pişmanlığı kavramıştı. Ruslar içinde
bulundukları zamanı yaşarlar. Edebiyat da yalnızca bu zamanla yapılır ve basit
insanlar bunu çok iyi anlar. "Ayna" bu anlamda biraz da Rusların
öyküsüdür. Pişmanlıklarının öyküsü. Salondaki eleştirmenler filmden hiçbir şey
anlamadıkları halde, ilköğrenimini bile bitirmemiş bu kadın bize kendi
gerçeğini, Rus halkının pişmanlığı gerçeğini söylüyordu."
1979
Stalker
TARKOVSKİ:
"Film, manevi değerleri için bir şövalye gibi savaşan bir insanı
anlatıyor. Filmin kahramanı Stalker, edebiyatın "idealist" tipleri
olarak bildiğimiz Don Kişot ya da Prens Mişkin ile aynı yörüngeye oturur. Ve
idealist oldukları için gerçek hayattaki tüm savaşları kaybederler."
1983
Nostalghia
TARKOVSKİ:
"Nostalji bütün bir duygudur. Diğer bir deyişle, kendi ülkemizde,
yakınlarımızın yanında, mutlu bir aileye rağmen nostalji duyabiliriz. Çünkü
ruhumuzun kısıtlandığını hisseder, onu istediğimiz gibi geliştiremeyeceğimizi
anlarız. Nostalji, dünya önündeki bu güçsüzlüktür. Maneviyatını başkalarına
iletememenin acısıdır. "Nostalghia"nın kahramanını hasta düşüren
illet, dost edinememenin, insanlarla iletişim kuramamanın acısıdır. Bu karakter,
maneviyatın özgürce yaşanabilmesi için "sınırların kaldırılması
gerektiğini" söyler. Daha genel olarak modern yaşama uyum sağlayamamış
karakteri yüzünden acı çeker. Dünyanın sefaleti karşısında mutlu olamaz. Bu
toplumsal sefaleti üzerine alır, ama aynı zamanda dünya ile arasına bir mesafe
koyarak yaşamak ister. Onun sorunu tamamen merhametinden gelir. Bu merhamet
duygusunun canlı örneği olmayı başaramaz. Diğer insanlarla birlikte acı çekmek
ister, ama bunu da tam anlamıyla başaramaz."
1986
Offret
İsviçre'de
çekilen son filminde evinden uzak oluşunu, bunun son filmi olduğu, ölümü artık
hissetmeye başladığını seyirciye de gösteriyor Tarkovski.
Yaşadığı umut
ve umutsuzluğu, varoluşçuluk düşüncelerini, Tanrı özlemini bu kez de göl
kenarında yaşayan küçük bir aile üzerinden tarzını ve eleştirilerini biraz
değiştirerek vurguluyor. Ve miras bırakılabilecek en güzel şeyi, son filmini,
oğluna bırakırken artık çok fazla sözü olmayan bir baba olarak köşesine
çekiliyor.
Kaynakça
http://www.thymos.com.tr/Tarkovsk.html
http://www.sinematopya.com/2013/05/sinemanin-sairi-andrey-tarkovski-bolum-iii.html
No comments:
Post a Comment