“Tutulmakta
olduğu Adana Yumurtalık Açık Hapishanesinden izinli olarak ayrılan Zehra,
Türkiye hapishanelerinde trans mahpus olmayı anlattı. Pembe Hayat sitesinde 14
Ağustos 2014 tarihinde yayınlanan Yusuf Al imzalı haberimizi okuyucularımızla
paylaşıyoruz:”
Bir transın
gözünden “içerisi”…
Zehra,
cinayete teşebbüsten yargılanıp hüküm giymiş bir trans. Hapislik macerası, dört
yıl kadar önce Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde başladı. Geçtiğimiz Haziran
ayında kendi tercihiyle Adana Yumurtalık Açık Cezaevi’ne nakledildi. Zehra,
cezasının kalan kısmını tamamlamak için dört yıl daha cezaevinde kalacak.
Cezaevi macerasında açık veya örtük olarak değişik ayrımcılık biçimleriyle
mücadele etmek zorunda kaldığını anlatan Zehra, 20 saatlik izninin ilk
anlarını, Pembe Hayat’a ayırdı.
Tutuklanman
ve cezaevine konman döneminde nasıl bir muameleyle karşılaştın?
2006 yılında
yargılanmam başlamıştı. Yaklaşık 6 yıl sonra sonuçlandı, 9 yıl 4 ay 15 gün
hapis cezası aldım. 2012 ortalarında mahkumiyetim kesinleşince karakola gidip
teslim oldum. Sincan Kampüs Cezaevi’ne 25 erkek mahkumun arasında gönderildim.
Oradan Kadın Kapalı Cezaevine ayrıldım.
Cezaevinde
önce standart bir uygulama olarak mahkum kabul bölümüne alınıyoruz. Çırılçıplak
soyulup aranıyoruz. Bu aşamada kötü muamele görmek de aynı standardın bir
parçası. Geçici olarak bir odaya konuluyoruz. Mesai günü değilse, mesai saatine
kadar burada tutuluyoruz. Ardından koğuşa alınıyoruz.
Trans bir
mahkuma cezaevinde nasıl bir gözle bakılıyor?
Trans birey
olarak koğuşta bulunmak çok zor. Hayatlarında daha önce bir kere bile trans
bireyle karşılaşmamış insanlarla ilişki kurman gerekiyor. Önce onların gizli
aşağılamalarıyla başetmen gerekiyor. Elbette açıkça yapılan bir aşağılama değil
bu. Önce mahkeme tarafından suçun dolayısıyla mahkum ediliyorsun, ardından
hapislik arkadaşların tarafından yargılanıyorsun. Görevlilerin de nefret dolu
bakışlarına hedef oluyorsun. Geçtiğimiz Haziran ayının 19’unda mektuplaştığım
bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, Adanra Yumurtalık Kadın Açık Cezaevi’ne
nakledilmek talebiyle başvuruda bulundum. Talebim kabul edildi. Yumurtalık’a
geldiğim zaman gördüm ki, Sincan’daki koşullarımızdan ben boşuna şikayet
ediyormuşum. Burada resmen, yılanların ve akreplerin arasında yaşıyoruz. Daha
önce hiç görmediğim böcek türlerine buradaki koğuşta rastladım.
Mahkumların
şikayetçi olduğu başlıca konular neler?
Mektup okuma
komisyonu bulunmadığından uzun yazılmış mektupların postalanmasına izin
verilmiyor. Mektupların kısa yazılması ve zarfların açık bırakılması şartı var.
Yemekler hem
kalite hem miktar olarak yetersiz. 140 kadın için yemek çıkarılıyor. 20 kişilik
bir koğuşa verilen yemek, dört görevli için ayrılan yemek miktarının dörtte
biri kadar. Parası olmayan insanlar aç kalıyor. İzin günlerinde fuhuş yapmaktan
başka bir para kazanma yolu da yok. Açık cezaevlerinde yaygın biçimde kadınlar
izin günlerini para karşılığı fuhuş yaparak geçiriyor. 20 yaşında tandığım
arkadaşlarım var, düzenli bir gelire kavuşabilmek için 70 yaşındaki insanlarla
sevgili oluyorlar.
Doluluk
gerekçesiyle zaman zaman zorunlu sevk uygulaması oluyor. Bir süre önce 31
kişilik bir listeyi Sivas Açık Cezaevi’ne gönderdiler. Sivas, mahkumlar
arasında sürgün yeri sayılıyor. Bir sabah saat 06.00 sularında kaldırıp sayım
düzenine soktular. Adı listede yer alanların bedduaları, ağlama sesleri
kulağımdan gitmiyor.
Ödenek
ayrılmadığı gerekçe gösterilerek çalıştırılmamız karşılığında bize ödenmesi
gereken maaş ve ücretler ödenmiyor. Ben her gün saat 07.00 ile 23.00 arasında
mutfakta çalışıyorum. Bunun için bana bir karşılık ödenmesi gerekirken, “Ödenek
yok” gerekçesiyle emeğimizin karşılığı ödenmiyor.
Görevlilerin
tutum ve davranışlarından yoğun şikayetler var. Gardiyanlar, mahkumlarla
karşılaştıklarında bir canavara dönüşüyorlar. Hüküm altında olmamız, her türlü
aşağılamaya müstehak olduğumuz anlamına geliyor.
Zorunlu
ihtiyaç maddelerinin kantinde bulundurulmaması bir başka ortak şikayet konusu.
Mahkumlar bu
ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor?
Cezaevleri
başka hiç bir yerde rastlayamayacağınız bazı para kazanma fırsatlarının
keşfedildiği mekanlar. Kantinde kadın ped’i bulundurmazsanız, bunları dört beş
katı fahiş fiyatlarla dışarıdan temin etmek zorunda kalıyorsunuz. İşte bu
ekonomik fırsatlar, dışarıdan temin etme aşamasında devreye giriyor. Cezaevi
yönetiminin izniyle bir seyyar satıcı geliyor, bu zorunlu tüketim maddelerini,
düşük kalite, yüksek fiyat tarifesiyle size satıyor.
Herhangi bir
kurumda temizlik görevlisi istihdam ettiğinizde asgari ücretin altında bir
ücret ödemezsiniz. Oysa cezaevinde aynı hizmeti, ayda 105 lira ödeyerek satın
alabiliyorsunuz. Üstelik haftanın yedi günü 10-11 saat çalıştırmak koşuluyla.
Ankara Kadın Kapalı Cezaevi’nde bir mantı atölyesi var. Burada çalıştırılan
mahkumlardan günde en az 10 kg mantı üretmeleri isteniyor. 10 kg.’lık kotayı
gerçekleştirebilenlere, ayda 150 lira ödeniyor. Beğendik gibi büyük markaların
marketlerde raflara koyduğu mantılar bu yolla imal ediliyor. Kotalarını
tutturamayan mahkumların ücretlerinden kesinti yapılıyor.
Haber: Yusuf
Al
No comments:
Post a Comment