Tuesday 23 September 2014

Edi Bese !


Kaşın ortasına çok anlamlar yükledim
gözüne bel bağladım
aralanma sakın
asarım kirpiklerimde düşlerimi

varına minnet etmem
yokluğunda yerim yüreğimi sessiz
güneşinle üşür
zifirimle yaşarım..
bu dehliz bana yar olur..!

Karakedinin dilinde ezgileşmişti satır satır, dalarken serserinin gözlerine..

Mırldanmayı sürdürdü yalayarak asırlık yaralarını..

Munzur’dan batıya göçertildik belimizde sağır tekme, ağır osmanlı tokatı,
sillesini yedik yoksulluğun en ince sızının yığıldığı yere..
Törelere isyanı bir borç bildik, yankılandı soluğumuz soyumuzun kırıma uğradığı yere..
Ve sırtımıza yüklenilen kahırla kamburlaşıp geldik bugüne..
Bugün dünden kaypak, dünden yalçın kayalara tırmanmak öylesine zor.
Sarılmışlığımız var her yandan, duvar duvar cephe cephe ekran ekran tel tel örülmüşlüğümüze ekledik bir ilmek daha yasaklanmış ezgi bahçelerini..
Batının batısında dilsiz duvarlar üzerinde koyu kan lekeleriyle şafağa yıkılsa da..
Aradan iki koca on yıl geçse de; değişimi dönüşümü bu denli sancılara gebe gece dilsizdi dilsiz.
Dilimiz yer ile yeksan, türkümüz pazara mahkum, elimize ulaşamıyor kolumuz..
Yasa koyucular tasayı da koymuş menzilimize.
Vurulmuşuz kanımız toprağa hasret donmuş ciğerlerimizde..
Mayınsız bir karış yer bırakılmamış, patlamağa hazır adımlarımız..
Yürüyüş kolları dağıtılmış, başsız gövdemize geçirilmiş kazık!
Voyvodalar kendi içimizde..
Kendi içimiz dışımıza yansımaz olmuş, bilmeliyiz kabuklarımızı kırmasını
Unutturmuşlar isyana bağlı umudu
Salmışlar korkunun hükmünü yüreğimize, insanlık sınırına dayatmışlar zulmünü açlığın..

Kederlenme dedi serseri..kaşlarını çatma öyle umarsız.
Sokaklara hakim olan biziz!
Biziz onların korkulu düşü
Dişiliğimizle yaratacağız çoğul cümbüşü..
Memelerimizle ateşleyeceğiz barış çubuklarını !
Kilimleyeceğiz doku doku renk renk sevdanın
Bire on veren çocuklarını..

Hele sen söyle bir salın..silk üzerindeki asırlık tüylerini, uzat bana dilini öpeyim!
Hele gel yanıma, yak yaklaş!
Aklamasınlar seni, pazara sermesinler en ince yerini..sarıl bana sarmala yüreğimi..
Gecede doğan çocuğa gündüz demezler
Hasata kalkan toprağa ağu verilmez..
Tohuma yüztutmuş başak biçilmez
Zamana dağılır tasalı bekleyişler..
Sal bana kendini ırmaklaşsın umuda serilişler..

Karakedinin damarları yaylaştı
Bir atlayışta çatılar zarlaştı..
Pençe pençe oldu sabahı saran mor düğüm
Açıldı gökyüzünü karartan özüm..

Yeter dedi serseri
Yeter
Edi beseleşsin cendereler..
Edi bese
Edi

Dedi karakedi!

Volkan Kemal
12 Kasım 09

No comments:

Post a Comment