Gazze’ye
yönelik saldırılar 3. haftasına girmişken kadın ve çocukların “orantısız” bir
şekilde öldürüldüğünü duymaya devam ediyoruz.
Bunu
özellikle belirtirken akıllara şu soru geliyor: İsrail erkekleri öldürse daha
mı az suçlu olurdu?
Tecavüz
Çağrısı
Cinsiyetçi
şiddetin farklı bir analizi gereklidir: Ölümler için hiçbir “oran” kabul
edilemez ve ölen her kişi için yas tutulmalıdır. Ancak devlet şiddeti
ırksallaştırılmış ve cinsiyete dayalı bir şiddettir. Siyonizm de bunun bir
örneğidir.
Bir devlet
bir halka “demografik bir tehdit” olarak baktığı zaman bu zaten ırkçı ve
cinsiyetçi yaklaşımı beraberinde getirmektedir.
Irkçı nüfus
kontrolü kadına yönelik şiddete içkin bir politik tutumdur. Bu yüzden Mordechai
Kedar’ın (eski İsrail askeri istihbarat subayı, akademisyen) “Filistinli
militanların annelerine ve eşlerine tecavüz edin” demesi, bunun Hamas’ı
caydıracak tek çözüm yolu olduğunu rahatlıkla söyleyebilmesi şaşırtıcı
değildir.
Benzer
şekilde, İsrailli milletvekili Ayelet Shaked yaptığı bir konuşmada Filistinli
annelerin ve çocuklarının ölümünü talihsiz bir durum olarak sunmamış, bilakis
annelerin “küçük yılanlar” doğurduğu için öldürülmesi gerektiğini söylemiştir.
Bu yaklaşım
şu tutumun nedenini de gösteriyor: İsrail askeri kontrol noktalarında
Filistinli hamile kadınları zorla bekleterek, su ve ilaçtan yoksun bırakarak,
insanlık dışı uygulamalarla düşük oranlarının artmasını sağlayacak bir alt
yapıyı oluşturmuştur.
Gazze
şeridine yapılan son kanlı saldırılarda sadece yüzlerce Filistinli ölmemiştir;
pre-term(erken) doğum, ölü doğum ve düşükler de artmıştır.
Aynı zamanda
Etiyopyalı-İsrail kadınlar -çoğu Yahudi-
kendi rızaları olmadan zorunlu kontraseptif enjeksiyona tabi olmuştur.
Siyonizmi
bitirmek üreme sağlığı hakkı ve feminizmle ilgili bir meseledir!
Kadının
Özgürleşmesi
Toplumsal
cinsiyete dayalı şiddet sömürgeci kolonizm için yeni bir strateji değildir.
Sömürgeci kolonizm , ataerkillik ve resmi ikiyüzlülük genelde el ele gider.
19.
yy’da Fransa Cezayir topraklarına
gireceğinde Cezayirli kadınlara özgürlük getireceğini hatta köylerin ve
kasabaların hepsini aydınlatacağını iddia etmişti. Meşhur sömürgeci beyaz adam
yoksul ülkelerde sömürgeci güç olarak yer alsa da beyaz olmayanları korumak
için özveriyle hareket ettiğine bizi inandırmaya çalışmıştı. Oysa Cezayirli
kadınlar Fransız sömürgeciliğinden önce çok daha iyi konumdaydı; sömürge ile
birlikte statüleri ve koşulları önemli ölçüde bozulmuştu.
Benzer
şekilde George W. Bush yönetimi
Taliban’dan kadınları kurtararak
özgürleştirmeyi kendisine görev edinmişti. Ancak bizler tarih boyunca
Afganistan, İran, Irak, Cezayir ya da Filistin’de savaşların kadınları
özgürleştirdiğini göremedik.
Yeni Trend:
İkiyüzlülük
İsrail bugün
“gay dostu” bir ülke olduğu için Filistin daha uygar olduğunu iddia etme
ikiyüzlülüğünü gösteriyor. İnsan hakları konusunda da gelişmişlik düzeyini
tanımlarken de eşcinsellere daha iyi konum sağlıyor olmasına işaret ediyor.
Fakat bu söylem de ırkçıdır. Herhangi bir Yahudi vatandaş İsrail vatandaşı
olmak için İsrail işgal güçlerine hizmet etmek zorundadır; ancak bu güçler
Filistin halkına soykırım yapan katil güçlerdir. Açık katil eşcinsellerin
olduğu bir ordu daha mı ahlaklıdır? Yoksa bu
büyük şiddetin esas kaynağını düşünmeyi engellemek için midir? Kim
Filistinli kadınların, çocukların, LGBT’lerin hareket özgürlüğü, güvenlik,
barınma, yemek, ev, yaşama hakkı gibi temel haklarını ihlal ediyor? Suçlu
“uygar” İsrail’dir, heteropatriarkal Filistin değil!
Savaş ve
militarizm cinsiyete dayalı şiddeti içeren, şiddeti yücelten ve ödüllendiren
hiper-eril bir faaliyettir.
Direnişe
Katıl
Bugün şahit
oluyoruz ki eğer biz İsrail’in Filistinlilere yaptıklarını izlemeye devam
edersek İsrail’in kanlı saldırıları daha da tırmanacak.
Yerleşimci-sömürgecilik
kadınlara, toplumsal cinsiyet nedeniyle ayrımcılığa maruz kalanlara ırkçılık ve
cinsiyet ayrımcılığından başka bir şey getirmez. Bu yüzden İsrail siyonizmine
karşı feminist duruş ve boykot önemli ve kaçınılmazdır.
Çeviren:
Zeynep Varol
No comments:
Post a Comment