Saturday 28 March 2015

Faşizmin Kitle Ruhu Anlayışı / Wilhelm Reich


Almanya'nın büyük bir bunalım geçirdiği 1930-1933 yılları arasında Wilhelm Reich tarafından kaleme alınan bu değerli inceleme, çağımızın başlıca görüngelerinden birini, faşizmi anlatmakta, bugün de temel kaynaklardan biri olmaya devam etmektedir. Reich, faşizmin (buyurgan tek parti yönetiminin) tek bir bireyin, belli bir ulusun, bilmem hangi siyasal ya da kavimsel kümenin öğreti (idéologie) ya da eylemini temsil ettiği görüşüne şiddetle karşı çıkmaktadır. Beri yandan Marx'çıların öne sürdükleri salt toplumsal-iktisadi açıklamayı da kabul etmemektedir. O faşizmi, ilk, yani dirimsel (biologique) güdüleri binlerce yıldır baskı altında tutulan sıradan bireyin akıldışı kişilik yapısının dile gelmesi olarak görmektedir. Reich bu incelemede söz konusu baskının toplumsal işleviyle aile ve Kilise'nin bunda oynadığı temel rolü çözümlemektedir. Faşizm de içinde olmak üzere, her türlü örgütlü gizemciliğin (mysticisme'in) aslında insan kitlelerinin doyurulmamış bedensel boşalma arzusuyla açıklanacağını göstermektedir. Yapıtın günümüzde de taşıdığı önem yadsınamaz. Örgütlü faşist hareketlerin kökenindeki insanın kişilik yapısı hiç değişmemiştir; bugün de toplumsal çatışmalara bu kişilik yapısı egemendir. Dünyamızın karanlıklara gönülüp can vermesini istemiyorsak, bütün dikkatimizi söz konusu yıkıma yol açabilecek kişilik yapısına çevirmemiz, faşizmin kitle ruhu anlayışını çok iyi anlamamız gerekir. (Arka Kapak)

" İnsan denilen memeli hayvanın dirimsel-enerjik temelinin derinlemesine inersek, genel olarak üçüncü katmanda, en alttaki, dirimsel çekirdek adını verdiğimiz katmanla karşılaşırız. Eğer toplumsal durum ve koşullar azıcık arka çıkmışsa, insanoğlu bu çekirdekte dürüst, çalışkan, işbirliğine yatkın, soydaşlarını seven ve tabiiki belli bir akılsal bağlam-contexte- içersinde, nefretde edebilen bir canlıdır."

"Uygarlık maskesi düştüğünde ortaya çıkan, doğal toplumseverlik değil, sapkın başkalarına eziyet etmekten hoşlanan kişilik katmanıdır."
"İnsan toplumunun sayısız siyasal ve düşünsel-ideologigue- bölünmelerinin, insanın kişilik yapısının olduğu gibi dışa yansımasından başka bir şey olmadığını anlamak güç değildir."

" Gerçekten devrimci her aklın, adına layık her sanat ve bilimin kökü insanın doğal dirimsel çekirdeğidir.Özgürlükçülükle sahici devrimciliği kaba bir biçimde karşı çıkan faşizmin kapitalist sınıfa dayalı tek parti buyurganlığının durumuysa bambaşkadır. O ne insanın kişiliğindeki en üst katmanı, ne de en derindeki katmanı temsil etmekte, özellikle ikinci katmanı, bu ikisinin arasındaki, ikinci dereceden güdülerin yeraldığı katmanı toplumsal alanda canlandırmaktadır."

" Faşizm orta sınıf insanının kişilik yapısının siyasal yönden örgütlenmiş anlatımından başka bir şey değildir. Söz konusu evrensel ve uluslararası yapı, belli partilere, ırklara ya da uluslara özgü bir şey değildir. Kişilik bilim açısından bakıldığında, -faşizm- makinacı buyurgan uygarlıkla, onun makinacı-gizemci öğretisi tarafından ezilen insanın coşkusal tutumudur."

" Faşist partiler insanları makinacı-gizemci (mekanist-mistik) yapmamakta, tam tersine bu insanların makinacı-gizemci kişiliği faşist partileri doğurmaktadır."

"Nitekim faşizmi hala küçük gerici azgın bir böleğin-kliğin- buyurganlığı saymak hepimizin hoşuna gitmekte, bu görüşse bütün sahici özgürlük hareketlerine haksızlık etmeye yol açmaktadır. Bu yanılgının direngenliğini ancak doğruyu açık seçik görmenin insanlarda yarattığı korkuyla açıklayabiliriz. Gerçekte faşizm, dünyanın bütün uluslarında, insan toplumunun bütün örgütlerinde ortaya çıkan uluslararası bir hastalık bir görüngüdür."

" Kişilik çözümlemesi alanında yaptığım deneyler, kişilik yapısında faşist duyarlık ve düşüncenin kimi öğelerini taşımayan, bir tek canlı insan bulunmadığı kanısına vardırmıştır. Faşizm, bir siyasal hareket olarak bütün öbür gerici partilerden, halk kitleleri tarafından kabul edilip övülüşüyle ayrılmaktadır."

" Faşizm, hemen herkesin inanma eğilimi gösterdiği gibi, yüzde yüz gerici bir hareket değildir. Devrimci coşkularla gerici toplumsal kavramların garip karması biçiminde önümüze gelmektedir.DEVRİMCİ coşku doğruya gözünü kırpmadan bakmaktan korktuğu için, yanılsamaya dönüştüğü zaman, hep faşist başkaldırmalarla karşılaşırız."

" Kapitalist tek parti buyurganlığı-faşizm-, en katkısız biçimiyle, sıradan orta sınıf insanının bütün akıldışı ruhsal(zihinsel) tepkilerinin toplamıdır."

" Irklar kuramı, faşizmin uydurduğu bir şey değildir, tam tersine, ırksal nefret, bu nefretin siyasal alanda dile gelişi demek olan tek parti buyurganlığını doğurmuştur. Demek ki, Alman faşizminin yanında, İtalyan, İspanyol, Anglo-sakson, Yahudi, Arap faşizmi vardır. Irkçı öğreti, bedensel boşalma güçsüzlüğü çeken insanın kişiliğinde dışavuran dirimsel-biologigue bir hastalıktır."

" Faşizm, kökeni cinsel sapkınlıkta yatan özel bir din duygusudur. Eski ataerkil düzendeki acıya dayalı dinin kendine işkence etme eğilimini başkalarına işkence etme dinine dönüştürür. Böylece, acı çekme felsefesine özgü dini öbür dünyadan alıp işkenceyle adam öldürmenin "yerküresel" dünyasına aktarır."

" Faşist anlayış, ezilmiş, yetkiye-otoriteye- susamış, her an başkaldırmaya hazır " Basit Aklın" anlayışıdır. Bütün faşist buyurganların en sıradan en gerici, küçük-kentsoylu (küçük-burjuva) sınıftan çıkmış olmaları rastlantı değildir..." 


No comments:

Post a Comment