1 Temmuz 2015
Çok
net bir cevap vermeliler bize.
Biz
kimiz?
Bize
sorulduğunda kendimizi nasıl tarif etmeliyiz? Anayasa’da yazdığı gibi kendimize
tereddütsüz olarak Türk diyebilmemizin önünde bir engel var mıdır?
Türklük,
etnik bir kökenden ziyade memleketin tüm vatandaşlarının buluştuğu ortak
değerimiz midir?
90
yıldır bu sorulara evet diye cevap veren resmî ideolojiye bir an olsun ikna
olalım derim. Hadi gelin kadim Anadolu halkları olarak etnik olmayan
Türklüğümüzle devletin ricası üzerine barışık hissedelim kendimizi.
Peki,
o vakit biz Türklerin “dost ve kardeş ülkeler” diye tarif ettiğimiz
coğrafyaları hangileridir?
O
coğrafyalar hangi özellikleriyle kardeşimiz sayılırlar?
Oralarda
bir çocuğun burnu kanasa burada evlerimize yas düşecek olan halkları nasıl
belirliyor devletimiz?
Mesela
o TIR dolusu silahlar gerçekten katliam tehdidi altındaki Türkmen köylerine
gönderildiyse hükümetimize müteşekkiriz. Bu hem insanlığımızın hem de oradaki
akrabalarımıza karşı kardeşlik hukukumuzun bir gereğidir.
Memlekette
o topraklardaki Türkmenler ile duygusal bağı olan milyonlarca Türk
yaşamaktadır.
Peki,
Kobanê’deki Kürtler, biz etnik değil moral olarak kendini Türk hissetmesi
gereken fanilerin nesi oluyor arkadaş?
“Kobanê
düştü düşecek” diye bir cümleyi kurarken takındığınız yüz ifadesini Türkmen
şehirleri için de kullanabilir misiniz mesela?
Çocuklarını,
kadınlarını, topraklarını, onurlarını, koruyan akrabalarımızı terörist ilan
ederken, “PYD IŞİD’den daha tehlikelidir” diye palavralar sıkarken hiç mi
sıkılmıyorsunuz?
Kendi
Kürtlerimize yıllarca “Kürt diye bir şey yok” deme eşekliğini yaptık diye
dünyanın herhangi bir köşesindeki Kürdün başarısını tehdit olarak görmenin
enayiliğine hâlâ doymadınız mı?
Kürdistan
diyemediğiniz için “Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi” gibi komik sıfatlar
bulduğunuz bölgeyle bugün pişkin pişkin ticaret yaparken hiç utanmıyor musunuz?
Kürtlerin
IŞİD’i gerilettiği bir zamanda “Eğer Türkiye’nin sınır güvenliğine bir halel
gelecek olursa, eğer Türkiye kendisinin, bu huzur bahçesinin tehdit edildiği
kanaatine varacak olursa her türlü ihtimale karşı da hazırlıklıdır ve bu
hazırlık konusunda gerekli çalışmaların hepsi yapılmıştır” diyen Davutoğlu
bizlere ne söylemeye çalışıyor?
Sınırlarımıza
Esad hâkim olmasın, Kürtler hâkim olmasın da peki kim hâkim olsun istersiniz?
Reyhanlı’da
patlayan bombalar, düşürülen uçaklar, kaçırılan diplomatlar savaş sebebi olmadı
da Kürdün evini koruması mı Suriye’ye girme sebebi oldu?
Sizler
Suriye’ye değil Kürdistan’a savaş planları yapıyorsunuz.
Tarihlerinin
en güçlü dönemini yaşayan Kürtlerin uzattığı eli geri çeviriyorsunuz.
Sizi
başkan yaptırmayanlardan intikam almak istiyorsunuz.
Ama
unuttuğunuz bir şey var. Artık o kadar güçlü değilsiniz.
Size
savaş da yaptırmayacağız işte…
iletisim@haykobagdat.com
Twitter:@haykobagdat
No comments:
Post a Comment