01 Ekim 2014
Bazı
insanların mutluluğu herkese bulaşır, acısıysa sadece kendine... Kanat Güner
herkesin baktığı açıdan değişik kelimeler çağrıştırıyordu. Kadındı, özgürdü,
cesurdu, yazardı, “canki”ydi... Kim nasıl isterse öyle görmek istedi onu. O ise
kanatlarını yüksek açıp, bu hayatın üzerinde alçaktan uçup gitti... Ardında
kitaplarını, tutkularını, yaşanmışlıklarını ve hep hatırlanacak yazılarını
bıraktı...
Hayat bazı
cümleleri havada asılı bırakır. Bazı insanların mutluluğu kendi kadardır,
acısıysa herkese ulaşır…
Hey millet,
ben ölmeye karar verdim, niye biliyor musunuz, çünkü yaşım 27’ye geldi dayandı,
benim gibiler daha fazla yaşamamalı. Allah korusun, ya ölmeye değil de üremeye
karar verseydim! Neyse ki aklım hâlâ başımda, sahneye girmem gereken yeri
ayarlayamadım ama çıkmam gereken yeri biliyorum. Kendinize iyi bakın, kötü
alışkanlıklardan uzak durun.
Biz kötü
çocuklar, yani uyuşturucu kullanan, çevrenizde ve çocuklarınızın yanında görmek
istemediğiniz sorunlu çocuklar hakkında açıklamalar yapmak zorundayım galiba,
çünkü hâlâ can sıkıcı sorular soruyorsunuz. Şimdi efendim, biz bir zamanlar
çocuktuk sizin çocuklarınıza benziyorduk. Tabii ki aynı değil, sizin
çocuklarınız muhakkak ki masum çocuklardır. Tabii ki biz o zaman da masum
değildik. O zamandan belliydi, bizim ne olacağımız şeytan gibi veletlerdik.
Küçükken,
aslında bir prenses olduğumu, kral babamın iyi yetişmem için bana kocaman bir
oyun oynadığını, çevremdeki herkesin oyuncu, her şeyin dekor olduğunu, sıradan
bir insan gibi yetişirsem daha akıllı bir prenses olacağımı düşündükleri için
bu saçma sapan şeyleri bana yaşattıklarını hayal ederdim; değilmiş.
Hâlâ kimse
gelip beni sarayıma götürmedi.
Sefam olsun,
yok olana kadar yazarak kusacak, anlayana tripler anlatacak, param olursa
burnuma çiçek dövmesi bile yaptırıp çiçeği burnunda yazar dedirtecek, düşmana
inat intiharimı erteleyecek, uzay boşluğunda hacim kaplayacak, deliliğimi
eroine değil, genlerime borçlu olduğumu ispatlayacak, toplumsal bir çıkıntıyım.
Ben galiba
hayatım boyunca iki arada gidip geleceğim.
Kornişteki
perde gibi, raydan çıkana dek.
Çok küçüktüm, anneannem bana ne olacağımı, ne işle iştigal edeceğimi sordu. “Pilot olcam anneanne,” dedim. Güldü, “Erkekler pilot olur, sen olamazsın,” dedi. “O zaman hostes olurum,” dedim, güldü. “Güzeller hostes olur, sen olamazsın,” dedi.
Çok küçüktüm,
anneanneme kızdım. Büyünce erkek olamayacağımı biliyordum ama belki güzel
olurdum, o dediklerinden sonra güzel de olamadım.
Siz benden hiç özür dilediniz mi? Onca kavgada hiç mi haklı olmadım, haklı çıkmadım? Kimsenin benden özür dilediğini hatırlamıyorum. Yapmayın n’olur, denge demiyorum, artı sapmalar varsa illaki eski sapmalar da vardır diyorum. Hiçbir sey yoktan var olmaz, vardan yok olmaz diyorum, su 100 derecede kaynar, ısınan hava yükselir diyorum, yani en azından müdahale edip hayatımı yanlış yönlendirdiğiniz için özür dilemeliydiniz diyorum. Diyorum, diyorum… İşin boktan yanı, demek istediklerimi gözlerinin içine bakarak anneme, babama, kardeşime, kocama, sevgilime diyemiyorum. Sadece tek yumurta ikizimle mi ilişki kurabilirim, ne yani?
Direniyorum
uykusuzluğa, sosyal cibilliyetsizliğe, cahilliğe, kemik ağrılarına, erken
bunamaya...
Küçük
adamlara meydan okuyorum.
Millet ben
sigara bile içmiyorum diye zırıl zırıl ağlayıp sonra kokainman çıkıyor; ben her
deliğe burnumu soktuğumu itiraf edip, dürüstlüğüme saygı beklerken şamar oğlanı
oluyorum. kendi kitabını sokakta zabıtalarla kovalamaca oynayarak satan tek
yazar benim, eroinmanlığımla övünmüyorum ama kitabımla gurur duyuyorum. ‘Tanrılar senin kadar dürüst olsaydı peygamberlere gerek kalmazdı,’ dedi biri,
onore oldum.
bir sabah kız
hatıranın etrafında dolaşır
ılık,
yumuşak, tozlu bir şeyler etrafında dolaşır
bir sabah,
artık sabah olmayacakmış kadar keskin
bir mum
söner, aşkın küçük kayığı
çarpar
hayatın kayalıklarına nergis ölür
el yakan o
acı çay soğur, beden soğur, damar soğur
hayatı
çevreleyen esrar perdesi aralanır gibi
kız ölür,
başka bir şey olur
kötü bir şey
olur, çok kötü...
Hep ama hep
aynı şeyi yaptım, sevgi aradım, sevgi istedim. Tatminsiz, doyumsuz, isterik bir
şekilde, en çok sevgiye ihtiyaç duydum.
No comments:
Post a Comment